Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Azade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Serbest, Özgür, Erkin, Başıboş, Bağımsız
- Abus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Somurtkan, Çatık Yüzlü, Garip, Acayip, Garip
- Ailevi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Maaile
- Yol Sakçısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Trafik Polisi
- Barbar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkel, Uygarlaşmamış, Kaba, Kırıcı, Acımasız
- Çökmüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozgun, Göçük, Pinpon
- Seçici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seçmen
- Yoğuşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoğunlaşmak
- Tanıtmalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tarife
- Yaraşıklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun, Yakışıklı
- Betik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kitap, Mektup, Tezkere, Pusula
- Acuze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kocakarı
- Bekâret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızlık, Erdenlik, Saflık, Temizlik, Masumluk, Doğallık, Tazelik, Yenilik
- Beyazlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağarmak
- Fasile kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Familya
- Üstünkörü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğreti, Gelişigüzel, Sathi, Yalandan, Yarım Yamalak, Yüngül
- Çepel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşık, Çamur, Kir, Pislik
- Raşe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ürperme, Ürperiş
- İhdas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortaya Çıkarma
- Ferdiyetçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bireyci
- İtiraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklama, Söyleme, Bildirme
- Yol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklık, Çare, Sistem, Yolculuk, Defa, Erkân, Ezgi, Gaye, Hat, Hız, Kere, Kez, Maksat, Metot, Minval, Muamele, Reçete, Sefer, Sırat, Suret, Şekil, Tarz, Uğur, Usul, Vadi, Yöntem, Araç, Nizam, Tutum, Gidiş, Amaç
- Kavgalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dargın
- Örgütleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşkil
- Maskaraya Koymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek
- Kâfi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeterli, Bes, Yeter, Yetişir, Artık İstemez
- Poşet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Torba
- Bodur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıknaz, Bacaksız, Bastıbacak, Bücür, Alçakboylu, Cırttan, Kısaboy
- Abitlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zahitlik
- Müselsel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ardışık
- Dershane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derslik, Oditoryum, Sınıf
- Bedreftar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçimsiz
- Çoğaltma Makinesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstensih
- Nazir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benzer, Eş, Örnek
- Tutsaklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esaret
- İllet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızdırmak
- Zan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanı, Güman
- Kestirim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahmin
- Çelmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Badalak Vurmak, Çalmak, Engellemek
- Tüyo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kopya
- Çaba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ceht, Gayret, Hız, Sürekli Çalışma
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü