Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Buzdağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aysberg
- Şefkat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevecenlik
- Ala Bezek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alaca
- Sulu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşık, Vıcık Vıcık
- Zulmet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karanlık, Zifiri
- Yargıtay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temyiz Mahkemesi
- Batın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karın, Göbek, Kuşak, Üren, Döl, Nesil, Gömlek
- Uruk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soy, Sülale, Tohum, Döl, Nesil, Aile, Kabile
- Bina Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayamak, Kurmak, Yapmak
- Rustai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köylü
- Kabahatsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçsuz
- Muhammen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahmin Edilen, Tasman
- Dursuz Duraksız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmadan
- Ödem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yumru
- Mekir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hile
- Dehr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dünya
- Tarafgir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yanlı
- Kadın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayan, Hatun, Hatun Kişi, Zen, Ayal, Karı, Eş, Avrat, Dişi, Hanım
- Kulvar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şerit, Çizgi
- İnhilal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boşalmak, Dağılmak
- Uyartı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtar, Uyarı
- Aşikâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Apaçık, Sarih, Açık, Belli, Meydanda, Besbelli Olan, Ortada Olan, Gizli Olmayan, Mahsus
- Lavabo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yunakça, Ayakyolu, Hela, Musluk, Tuvalet, Yüznumara
- Tasarlayarak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taammüden
- İstila kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bürünme, Basma, Kaplama, Salgın, Sarma, Ele Geçirme, Yayılma, Bürüme
- Ferahlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahatlamak
- Üstlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüklenmek, Kabullenmek, Taşımak
- Kuşatma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abluka
- Önem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ehemmiyet, Hüküm, Yer
- Kaplamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Basmak, Bastırmak, Bürümek, Dolmak, Kuşatmak, Örtmek, Sarmak, Tutmak, Yürümek, Yüzlemek, İstila Etmek
- Hakeş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cetvel
- Milletvekili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mebus, Vekil, Saylav
- İhtar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hatırlatma, Uyarma, Haberdarlık, İkaz, Uyarı, Anımsatma, Dikkat Çekme, Uyartı
- Memnuniyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvanç, Mutluluk
- Dokunaklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hüzünlü, Üzücü, Etkili, Acı, Acıklı, Ağır, Hazin, Müessir, Tesirli, Yanık
- Palyaço kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soytarı, Oyunbaz, Telhek
- Müsait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun, Elverişli
- Liva kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sancak, Tugay
- Propaganda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaymaca
- Anarşizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kargaşacılık
- Kabahatli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçlu
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü