Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
mza Atmak ile ilgili kayıtlı bilgi bulunamadı!
- Kepmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çökmek, Yıkılmak
- Zalimce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımasız
- Karton kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukavva, Kalın ve Sert Kağıt
- Tırabzan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhaccer
- Tövbekâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tövbeli
- Yürürlük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Faaliyet, Hareket, İş, Geçerlik
- Afal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaşkın, Dağınık, Aptal, Sersem,
- Zahire kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşlık, Tahıl, Azık
- Sayım Bilimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstatistik
- Gümüş Varak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Varak
- Topu Topu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hepsi
- İare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğreti, Ödünç
- Selinti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ufak Sel; Selin Yolu
- Tenkit Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eleştirmek
- Kip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanıklı, Kalıp, Örnek, Sağlam, Uygun, Tıpatıp
- Rençber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çiftçi, Irgat, Gündelikçi, Eğner, Tarım İşçisi
- Yürüyüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seyir
- Veyahut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Veya, Yahut
- Ürperti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esme, Titreme
- Eğilimli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstekli, Meyyal
- Götürülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gitmek
- Memnuniyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvanç, Mutluluk
- Tatbiki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygulamalı
- Kazançlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyi
- Cendere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pres, Basınç Makinesi; Dar Dere, Boğaz
- Faizsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üremsiz
- Akman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temiz, Saf
- Rekzetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikmek, Kurmak, Saplamak
- Sürür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevinç
- Azaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısıntı
- Siyasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Politika, Siyaset
- İhtimal Ki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Galiba
- Tekebbür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalım, Gurur, Kurum
- Genişlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tevessü Etmek, Ferahlamak, Büyümek, Gelişmek, Kabarmak, Şişmek
- Gökyüzü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gök, Hava, Sema
- Kabzımal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Komisyoncu
- Kalıp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçim, Durum, Patron
- Eser kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İm, İşaret, İz, Kitap, Ürün, Yapıt, Yayın, Belgi, Belirti
- Yüreksiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cesaretsiz, Korkak, Ödlek
- Üzgün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteessir, Kederli, Karamsar, Hüzünlü, Umutsuz Ümitsiz, Bitkin, Kırık, Mahzun, Meyus, Üzülmüş, Neşesiz, Tasalı, Gamlı, Dermansız
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü