Dünya Tıyatro Gününün Öyküsü
Bundan otuz yıl önce A.M. Julien adında bir Fransız vatandaşı tasarladığı ilginç tiyatro festivalini gerçekleştirebilme olanağını bulamasaydı bugün bir 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nden söz edilemeyecekti. A.M. Julien'in önayak olduğu bu girişim 1954 yılı İlkbaharında, Paris'de, deneysel çalışmalarını sergileyecek yabancı topluluklara açık bir festival olarak doğdu. Adı da şöyle kondu : "THEATRE DES NATİONS" (Uluslar Tiyatrosu). Fransa dışından çeşitli uluslardan davet edilen tiyatro toplulukları o yıl Paris'e geldiler ve çalışmalarını sergilediler. 1955 ve 1956 yıllarında yinelenen bu festival o denli başarılı oldu ve ilgi topladı ki 1957'de festivale resmi bir nitelik kazandırıldı ve sağlanan çeşitli olanaklardan yararlanılarak daha büyük boyutlarda uygulamaya geçildi. Nitekim 1957 yılı İlkbaharında Mart ayından Temmuz'a dek Paris'e "Sarah Bernhardt Tiyatrosu"nda birbiri ardından 16 topluluk 9 değişik dilde birbirinden başarılı oyunlar sergilediler.Bu tarihten başlayarak festivale katılan yabancı toplulukların sayıları giderek arttı.Gerek toplulukların, gerekse sergilenen oyunların nicel ve nitel yapısı genişledi ve A. M. Julien'in düşlediği evrensel bir kapsama ulaştı. Klasik, neo-klasik ve modern oyunlardan opera ve bale temsillerine; dans ve tiyatro karışımı gösterilere; belirli bir tür içine sokulamayan deneysel çalışmalardan Uzakdoğu?nun "Pekin Operası" , "Kore Operası", Japon "No" ve "Kabuki" Oyunları Dansçıları"nın "Exotic" olarak nitelendirilen gösterilerine dek yaygınlaşabilen geniş ve zengin bir "Evrensel Tiyatro Festivali" durumuna geldi.
Festivalin ilginçliği yalnızca bu denli geniş gösteriler yelpazesine kapılarını açmasından kaynaklanıyordu. Seyirciler çeşitli ülkelerden gelen ve kendi dramatik geleneklerinin en seçkin örneklerini sergileyen, uzmanlaşmış toplulukları izlemek olanağını buluyorlardı. Örneğin Shakespeare'i İngiltere'den gelen "Old Vic" den; Cehov'u Rusya'dan gelen "Moskova Sanat Tiyatrosu"ndan; Brecht'i Doğu Almanya'dan gelen "Berliner Ensemble'dan; Goldoni ve Pırandello'yu İtalyan'lardan; O. Neill'i Amerikalılardan izleyebilme olanağı festivalin sağladığı küçümsenmeyecek başarılardan biriydi. Her ulus dünya tiyatro repertuarına kendi sanatçılarının getirdiği katkıyı kendi dil ve biçim anlayışıyla getiriyordu.
Festivalin başka bir ilginç yönü bir ülkenin tiyatro geleneğinin ürünü sayılan herhangi bir yapıtın bir başka ülke tarafından nasıl yorumlanabileceğinin de izlene bilinmesiydi: Moliere'i Kanadalılar ve Faslılardan; Sartre'ı Almanlardan, Brecht'i İsraillilerden seyretmek hem tiyatro severler hem tiyatro sanatçıları açısından ilgi çekici ve yararlı oluyordu. Birbirinden farklı sahneleme ve oyunculuk anlayışlarını sergileyen bu denli değişik topluluğun kısa bir süreç içinde yaptıkları gösteriler sanatçıları birbirlerini tanıma izleme ve değerlendirme olanaklarını sağlıyor ve tiyatronun evrensel birleştirici, tüm insanlığı dostluk ve barış anlayışı içinde bir araya getirebilme niteliği somut bir biçimde gerçekleşmiş oluyordu.
Dünyanın hemen her köşesinden tiyatro severleri ve tiyatro çalışanlarını bir araya getirmeyi başaran "Theatre Des Nationes" yalnızca yılın belli bir döneminde oyunlar sergileyen bir ilginç festival olarak kalmakla yetinmedi.Yılda on bir kez çıkan bir de yayın organı oluşturdu. Başlangıçta: "RANDESVOUS DES THEATRES DU MONDE" (Dünya Tiyatrolarının Randevusu) başlığını taşıyan bu yayın günümüzde: "THEATRE: DRAME, MUSIOUE, DANSE" (Tiyatro: Dram, Müzik, Dans) adıyla tanınıyor.Tiyatro alanının seçkin kişilerine tiyatronun çeşitli konularında konferanslar hazırlatıyor. Bunları Fransa'dan ve dünyanın pek çok yöresinde üyesi bulunan binlerce okuruna ulaştırıyor. İlginç konularda tartışmalar açıyor daha özgün konularda kongreler düzenliyor; buralarda varılan sonuçları özel sayılar halinde yayınlıyor. Bütün bunların yanında "Uluslararası Tiyatro Teknisyenleri Birliği" ve "Tiyatro Eleştirmenleri Birliği" adı altında iki de önemli uluslararası örgütü oluşturmayı başaran bu kuruluş her yıl artan sayıda oyuncu, topluluk ve seyirciyi bir araya getirmeyi amaçlayan gelişim çizgisinde çalışmalarını sürdürmekte. 1947 yılı Haziran ayı içinde Paris'de ünlü İngiliz oyun yazarı ve eleştirmeni J.B. Priestley başkanlığında yapılan bir toplantı sonunda Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu "UNESCO"ya bağlı yeni bir kuruluş doğdu: "International Theatre Institute"(Uluslararası Tiyatro Enstitüsü) adı verilen bu kurum tiyatro sanatçıları, tiyatro bilimcileri arasın da uluslararası düzeyde fikir alışverişine ve çeşitli araştırmalarda işbirliğine yardımcı olmak amacıyla 1948 yılı Haziranında Paris'deki merkeze bağlı 48 ülkede yerleşik ulusal temsilcilikler biçiminde örgütlenmesini tamamladı. "World Theatre" (Dünya Tiyatrosu) adıyla iki aylık sayılar halinde yayınlanan bir de yayın organı oluşturdu. Bu uluslararası örgüt de iki yılda bir kendisine üye ülkelerden birinin başkentinde dünya çapında bir kongre düzenliyor. Bu kongrelerin yanı sıra oyunculuk eğitimi, tiyatro mimarisi vb. özgün konularda konferanslar ve kollogyumlar düzenliyor. Dünya Tiyatro Günü'nün oluşumunda işte bu iki girişimin payı var. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 1962 yılından başlayarak kuruluş amaç ve ilkeleri doğrultusunda topluluğa üye ülkelerde kutlanmak üzere bir tiyatro günü saptanmasını kararlaştırdı. 2500 yıllık bilinen geçmişi boyunca tüm insanların ortak bir anlatım aracı durumuna gelmiş; dünya uluslarının birbirlerine yaklaşmalarında, birbirlerini anlamalarında değerli bir yer tutan tiyatro sanatının çağımızda, çağımız için yaşamak isteğini bir kez daha anlatmak; bu yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu hatırlatmak; eğitici ve yükseltici görevini belirtmek; kültür gelişmesindeki değerli yerini unutturmamak amacıyla düzenlenecek bu gün için bu amaçları uluslararası düzeyde 1954'den beri gerçekleştirmeye çalışan "Uluslar Tiyatrosu"nun açılış tarihi uygun görüldü: "27 Mart."
dersimiz.com
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.