Felsefenin Dalları

Felsefenin Dalları

Felsefe, eğildiği konulardan doğan beş dalıyla bu işlevi yerine getirir:

1) Metafizik
2) Epistemoloji
3) Ahlak
4) Politika
5) Estetik

1. Felsefenin esas dalı olan metafizik:
Mevcudiyeti (realiteyi) en temel hususiyetleri açısından araştıran felsefe dalıdır.

Başka bir deyişle metafizik, -canlı veya cansız, insan veya gayriinsan- evrende varolabilen herşeyle ilgili asgari müşterekleri konu edinir. Metafizik, felsefenin temelidir. Bütün felsefe sistemleri metafizik içinde sorulmuş sorulara verilmiş cevaplar etrafında inşa edilir. Mesela: Evren belirli tabiat kanunlarıyla yöneltilen, dolayısiyle anlaşılıp kontrol altına alınması mümkün bir yer midir, yoksa anlaşılmaz bir kaos, izah edilemez bir mucizeler alanı, teslim olunacak bir tehdit midir? Etrafımızdaki şeyler, bilincimizden bağımsız olarak mevcut mudur, yoksa kafamızda yarattığımız birer illüzyon mudur? İnsan, serbest iradeye sahip, kendini üretebilen ve idare edebilen bir kahraman mıdır, yoksa "ilahi tecelli" veya "üretici güçler" gibi kendi dışındaki kuvvetlerin programladığı, cevhersiz, çaresiz bir otomaton mudur? Bu gibi sorulara verilecek cevaplar sonucu ortaya çıkan soyutlamalar (prensipler, aksiyomlar, kavramlar vs.) o felsefenin metafiziğini teşkil eder.

2. Felsefenin ikinci dalı epistemoloji:
İnsanın mevcudiyet içinde davranabilmesi için gereken bilgileri elde etmenin ve bu bilgilerin doğruluğunu tahkik etmenin yöntemlerini araştırır.
Metafizik ve epistemoloji, felsefenin teorik temelini teşkil eder.

3. Felsefenin Üçüncü dalı ahlak:
Felsefenin teknolojisi olarak düşünülebilir.

Ahlak, felsefenin insan hayatının bütünleştiricisi haline gelmesinin yollarını gösterir, bireyi inşa eder.

Ahlak, var olan her şeyle değil, sadece birey olarak insanla ilgilidir: karakteri, faaliyetleri, değerleri, mevcudiyetle olan ilişkileri.Yani; ahlak, bireyin hayatının gayesinin ne olması gerektiğini tayin eden, bu gayeye erişmek için nasıl bir seyir tutturması gerektiğini gösteren, faaliyetleri sırasında yapmak zorunda kalacağı tercihlerde kendisine rehberlik edecek değerler hiyerarşisini ve prensipleri nasıl elde edeceğini gösteren bir sistemdir.Ahlak, bir yandan insanın kendi karakterinin ne olması gerektiğini belirlerken, diğer yandan onun başka insanlara nasıl davranacağının
kurallarını ortaya koyar ve politika isimli felsefe disiplinine yol verir.

4. Felsefenin dördüncü dalı politika:
(Siyaset felsefesi), bu anlamda ahlakın türevidir.

Politika, insana-özgü-bir toplumsal sistemin temel prensiplerini belirleyen felsefe dalıdır.

5. Felsefenin beşinci dalı estetik:
San'atı inceleyen felsefe dalıdır.

Metafizik, epistemoloji ve ahlak üzerine bina olur ve sanatın ne olması gerektiğini araştırır. Sanat, onu yaratan ve izleyenlerin felsefesinde soyut olarak mevcut kavramları, değerleri, prensipleri somut bir ürüne dönüştürür; o felsefenin değerlendirilmesini mümkün kılar; insan bilincinin eleştirmenliği görevini yapar. İnsan bilgisi, felsefe denen kök üzerinde iki dal halinde gelişir. Bu dallardan biri, fiziki dünyayı -insanın fiziki mevcudiyetiyle ilgili fenomenleri- inceler; diğeri, insanı -insan bilinciyle ilgili fenomenleri- inceler. Birinci dal, soyut bilime yol açar; soyut bilim, uygulamalı bilime veya mühendisliğe yol gösterir; uygulamalı bilim, teknolojiyi -maddi değerlerin fiilen üretimini- mümkün kılar. İkinci dal, birinciye benzer bir yönelimle, sanatı mümkün kılar.

Ahlak, insan inşaının mühendisliğidir: prensipleri ortaya koyar, projeleri çizer.
Sanat, insan inşaının teknolojisidir: nihai ürünü yaratır, model inşa eder.
Sanat, üç felsefi disiplinin ürünüdür: metafizik, epistemoloji ve ahlak.

Metafizik ve epistemoloji, insan fenomeninin soyut bilimidir. Bu soyut temel üzerinde bina olunan ahlak, insan fenomeninin uygulamalı bilimidir: hayatının amaç ve çizgisini belirleyen seçim ve faaliyetlerinde insanı yönlendiren değerler sistemini tanımlar; yani, ahlak, insan inşaının mühendisliğidir: prensipleri ortaya koyar, projeleri çizer. Sanat, insan inşaının teknolojisidir: nihai ürünü yaratır, model inşa eder. Sanatın amacının "öğretmek" ile olan ilgisi, bir uçağın amacının "öğretmek" ile olan ilgisinden daha fazla değildir. Nasıl ki, bir uçağın incelenmesinden, onun parçalarına demonte edilmesinden bir çok şey öğrenilebilirse; benzer şekilde, bir sanat eserinin incelenmesinden de-insanın tabiatı, insanın ruhu (bilinci), insanın mevcudiyeti hakkında- çok şey öğrenilebilir. Fakat, bunlar, sadece yan faydalardır. Bir uçağın birincil amacı, insana uçmayı öğretmek değil, ona uçma deneyini fiilen yaşatmaktır. Sanatın birincil amacı da, aynı şekilde düşünülmelidir. Sanatın; şeyleri, "olabileceği ve olması gerektiği gibi" temsil etmesi, insanın bu şeylere, gerçek hayatta erişmesine yardımcı olur; ama, bu yarar, sadece ikincil bir değerdir. Birincil değer; sanatın, şeylerin olması gerektiği gibi olduğu bir dünyada yaşama deneyini insana tattırmasıdır. Bu deney, insan için hayati önemi haizdir.

dersimiz.com

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Felsefenin Dalları