Gazi Hüseyin ZORLU
GAZİ HÜSEYİN ZORLUYaş: 104
Sakarya'da ve Büyük Taarruz'da çarpıştı
24 Eylül 2003'te öldü, Avanos Asri Mezarlığı'nda yatıyor
Hüseyin Zorlu'ya küçük torunlarından Avanos Belediyesi Hesap İşleri Müdürü Zorlu Balta vasıtasıyla telefonla ulaşmıştık. 104 yaşına rağmen hafızası pırıl pırıldı. Torunlarının da yardımıyla telefonda uzun uzun konuşmuştuk.
Yoldan geliyoruz diye aradığımızda Zorlu Balta acı haberi verdi: "Maalesef sizinle konuştuktan iki gün sonra vefat etti.''
Sözler boğazımızda düğümlendi. İki hafta önce coşkulu bir sesle geçmişin o inanılmaz serüvenini anlatan adam artık yoktu. Telefon konuşmasındaki notlar ve yakınlarının aktardıklarıyla onu anlatacaktık.
Hicri 1316'da (Miladi 1899) Avanos'ta doğmuş. 1918'in başlarında askere gitmiş. Talimgah taburunda gördüğü eğitimden sonra silah kuşanmış. Ama tüfeğini uzun süre tutamamış. Çünkü 31 Ekim 1918'de yapılan Mondros Mütarekesi'yle birlikte Osmanlı ordusunun silahsızlandırılması kararı çıkmış. Kasım ayının sonlarına doğru komutan askerleri toplamış ve titreyen bir sesle ??sizi terhis ediyoruz, evinize döneceksiniz'' demiş.
Hüseyin Zorlu, komutan dahil alaydaki tüm askerlerin göz yaşı dökmeye başladığını hatırlıyordu. Gururu incinmiş, kırık bir kalple Avanos'a dönmek zorunda kalmıştı.
Terhisten 7-8 ay sonra bir iş için Merzifon'a gittiğinde İngiliz askerlerinin Merzifon caddelerini arşınladığını görmüş. 1919'un Ağustos'unda Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'da bir kongre topladığını ve vatan müdafaası için harekete geçtiğini öğrenmiş. Niğde yakınlarında birliğine katılmış. 135. Alay, 2. Tabur, 7. Bölük'te usta er olarak silah başına geçmiş. Süvari olmuş. Yunan askerleriyle ilk defa Eskişehir'de göğüs göğüse çarpışmış.
AY IŞIĞINDA GÖZLERİ GÜMÜŞ GİBİ PARLAYAN ADAM
Mehtaplı bir gecede, nöbet yerinde, başından geçen bir olayı hiç unutamadığını anlatmıştı telefonda: Gözünü kırpmadan ovayı gözlüyormuş. Bu sırada kendisine doğru birkaç karartının ilerlediğini fark etmiş. Parolayı sormuş, söylemişler. Aralarından biri "Nerelisin asker?'' diye sormuş. Ay ışığının altında gözleri gümüş gibi parlayan bu adamın Mustafa Kemal Paşa olduğunu anlamış. "Avanosluyum komutanım'' demiş. "Sizin orada da aylı geceler bu kadar güzel midir asker'' diye sormuş Mustafa Kemal. "Benim vatanımın her yanında aylı geceler güzeldir komutanım'' diye cevap vermiş hiç düşünmeden. Büyük komutan gülümsemiş, genç askerin yanında durup bir müddet aşağıda uzanan ovada kıvrılarak akan Sakarya Nehri'nin sularında yansıyan ay ışığını izlemiş ve maiyetindekilerle birlikte sessizce çekip gitmiş oradan. "Ayaklarım titriyordu, zor dinliyordum. Paşa gidince öylece çöküp kaldım...'' Ertesi sabah şafakla birlikte taarruza geçmişler. Sakarya Meydan Muharebesi başlamış.
Hüseyin Zorlu bu savaş sırasında sol omuzundan hafif bir yara almış. Bu savaşın ardından İzmir'e kadar ilerleyen ordunun içinde yerini almış. 9 Eylül 1922'de zafer ilan edilmiş. Terhis olduktan sonra Avanos'a geri dönmüş. Şerife Hanım'la evlenmiş. Bu evlilik tam 70 yıl sürmüş. 12 çocuk, 21 torun. 26 torun torunu. Ticaret yapmış, çiftçilikle uğraşmış. Ve biz ona ulaşamadan sessiz sedasız çekip gitmiş bu dünyadan, geriye bağımsız bir vatan ve olağanüstü bir destan bırakarak...
dersimiz.com
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.