Ödevime çok yardımı oldu : çok güzel ödevime çook yardım ettiniz
İstiklal Marşının Kabulü Hakkında Bilgi
Mehmet Akif Ersoy, bu şiirinde, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir. Şiirin bütünü, dörtlükler halinde yazılmış kırk bir dizedir (sonuncu bölük beş dize).
Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde, bir millî marşa duyulan gereksinmeyi göz önüne alan Milli Eğitim Bakanlığı, 1921 yılında bunun için bir şiir yarışması düzenledi. Yarışmaya 724 şiir gönderildi. Kazanacak şiire para ödülü konduğu için başlangıçta Mehmet Akif katılmak istemedi. Ama millî eğitim bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarı üzerine, ödülsüz olmak şartıyla o da şiirini gönderdi.
İstiklâl mücâdelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklâl Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekâleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zâta 500 lira nakdî mükâfat verileceği ilân edilmişti.
Yurdun her tarafından 500'den fazla şâir müsabakaya girmişti. Fakat yazılan marşlar, milletin hissiyatına tercüman olacak bir durumda değildi.
Mehmet Âkit, marşın mükâfatlı olmasından dolayı müsabakaya katılmamıştı. Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi böyle bir marşın ancak, Safahat nâzımı şâir Mehmed Akif tarafından yazılabileceğine inanmış ve 5 Şubat 1337, Milâdî 1921 tarihinde şu mektubu kendisine yazmıştır:
"Pek aziz ve muhterem efendim,
İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şi'iri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.''
Bu mektubun yazılmasından bir ay bile geçmeden milletin istediği İstiklâl Marşı yazılmış ve kahraman orduya ithaf olunmuştu.
Marş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından beğenilmişti. Yalnız bu marşın üstada-ı rencide etmeden Büyük Millet Meclisi'nden nasıl geçirileceği üzerinde düşünülmüştü. Bu sıralarda Maarif Vekâletince seçilen yedi marş da Büyük Millet Meclisi'ne getirilmişti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 1921 tarihindeki toplantısında kararı, Karesi Meb'usu Basri Çantay, Meclise gelen marşlardan birinin okunması için bir takrir vermişti. Bu takrir Meclis üyelerinin re'yine sunulmuş ve tasvîb olunmuştur.
Marşlardan birinin okunması için Meclis Reisi tarafından, Hamdullah Suphi Bey kürsüye davet edilmiş ve ezcümle şöyle konuşmuştur:
- Arkadaşlar, hatırlarsanız, Maarif Vekâleti son mücâdelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şâirlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi, burada yedi tanesi en fazla vasfı hâiz olarak görülmüş ve seçilmiştir.
Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif'ten bir marş yazmasını rica ettiğini, marşın yazıldığını, beğenildiğini söylemiş ve intihabının Meclis'e ait olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.dersimiz.com
Hamdullah Suphi, gür sesiyle Meclis'in kürsüsünde İstiklâl Marşı'nı okumuştur.
"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL"
mısraları ile bu marş, Meclis üyelerinin şiddetli ve heyecanlı tezahüratına vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur.
Kastamonu meb'usu Dr. Suad Beyin 12. Mart. 1337 (1921) tarihinde Büyük Millet Meclisi Riyasetine vermiş olduğu takrirde:
Riyâset-i Celîleye :
Müzâkere kifayetini ve Mehmed Akif Beyin İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.
Bundan başka Bolu meb'usu Tunalı Hilmi de takrir vermiş ise de reddedilmiş ve gene aynı tarihte Karâsi meb'usu Hasan Basri tarafından Riyâset-i Celîleye verilen takrirde:
Riyâset-i Celîleye :
"Bütün meclisin ve halkın takdîrâtını celbeden Mehmed Âkif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim."
Takrir Meclis Reisi tarafından oya sunulmuş ve kabul edilmiştir.
Böylece Mehmed Âkif tarafından yazılan marş İstiklâl Marşı olarak çoğunlukla kabul edilmiştir.
Kırşehir Meb'usu Müfid Efendi, bu marşın, Hamdullah Suphi Bey tarafından Kürsüde tekrar okunmasını Konya Mebusu Refik Koraltan da Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta dinlenmesini teklif etmiştir.
Bunun üzerine 12 Mart 1337 (1921) 'de kabul edilen ve kanuniyet kesbeden İstiklâl Marşı tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve marş ayakta dinlenmiştir.
dersimiz.com
Yazılan 26 yorum görüntüleniyor