Tuğçe Ece : Anlamlı olmalı.Bana göre.
Yaşlılara Saygı Haftası Seçme Şiirleri
Yaşlıları Severim
Sımsıcak gülüşlerle kucak açar herkese,
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Nasıl özlem duyarlar yumuşacık bir sese,
Elleri kırış kırış yaşlıları severim.
Bin bir sevinç sığdırır meraklı bakışına,
Her zaman ilgi duyar hayatın akışına,
Sırt çevirmez yaşamın düzüne yokuşuna,
Dosta ömür adamış yaşlıları severim.
Yılları nasıl geçmiş, yaşamış mı doyunca
Nice fidan büyütmüş hepsi kendi boyunca.
Nasıl da mutlu olur bir 'teşekkür' duyunca,
Sevgilere susamış yaşlıları severim.
Hep dünleri anlatır, geçmişi çok özlemiş.
Yüreğinde kim bilir ne sevdalar gizlemiş.
Bilinmez ki kimlerin yollarını gözlemiş.
Anılarla yaşamış yaşlıları severim.
Koşup sarmak isterim bükülmüş bellerini,
Tutup öpesim gelir üşümüş ellerini.
Usanmadan dinlesem o tatlı dillerini,
Yüzleri buruş buruş yaşlıları severim.
Elleri kırış kırış yaşlıları severim.
2003-Ankara
(Sevda Köşe Başında`dan)
Yaşlılar haftası, tüm dünyada kutlu ve umutlu olsun..
Sevinç ATAN
Yaşlılığa Dair
Doğan herkes
Çocuk,genç,orta yaşlı
Daha sonra da
Yaşlı olmak zorundadır.
Çocukluğumuzu anlamadan,
Gençliğimizi bilmeden,
Yaşlılığımızı yapamadan yaşarız.
Hepsinin eksiği varmış gibi gelse de
Ayrı olmalı hepsinin,
Çocukluğun,gençliğin,
Hatta yaşlılığın.
Yaşlanmamak elimizde değil,
Geriye dönmek imkansız.
O halde?
Her yaşın hakkını vermeli
Gerektiği gibi yaşamalıyız.
Yaşlanman yaşlı olmaktansa,
Yaşlanınca bile genç kalmasını bilmeliyiz!
Nuray ZARALI
Yaşlılar Haftası Şiiri-Bebek
Bir zamanlar o da bir bebekti
Hokka burunlu, al yanaklı,
Bir ömre bedel.
Şu gördüğün kavrulmuş el,
Pamuk gibiydi.
Eskiler içindeki bu kambur vücut,
Mis gibi kokan zıbınlar, fırfırlı elbiseler giydi.
Annesi ona "Gül kızım" derdi,
Sevip okşamak için sıraya girerlerdi.
Ya babası?
Getirdiği çikolatayı muzipçe cebinde saklardı
Onu ağlatmayı herkese yasaklardı.
Kızı incisi, emeliydi
Çok mutlu olmalı, hayatı sevmeliydi.
Ah! Hızla geçti yıllar işte
Seksen beş yıllık koca bir ömrü
İçiverdi bir dikişte.
Annesinin kiraz dudaklı, kalem kaşlısı
Şimdi huzurevinin en yaşlısı.
Gençler ondan kaçıyor. Neden?
Ruh aynı ruh, beden aynı beden.
Soruyor, gözleri nemli:
Görüntü bu kadar mı önemli?
Oysa şimdi anlatacak ne öyküleri var
Bir yıkılsa aradaki şu duvar!
Çare yok. Böyle gelmiş bu, böyle gidecek.
Şimdi bir zamanki tatlı bebek,
Saatler boyu pencerenin önünde
Birbirinin aynı günleri tüketmekte,
Bir an önce yanına alması için Tanrı'ya
Dualar etmekte.
Ümit Kilislioğlu Özger
YAŞAMDAKİ BASAMAKLAR
Bebek:
Daha çok küçüğüm sütümü verin,
Oynamak isterim, bebek getirin.
Hastayım, derdimi diyemem öyle,
Doktorlara hemen beni götürün.
Çocuk:
Ben bebek değilim yalnız oynarım,
Bardağı, çatalı kendim tutarım.
Beni küçük sanma yaşım yedidir.
Hele çantam gelsin derse koşarım.
Genç:
Yerde savururum gökte yerim ben,
Bu konuda yoktur hiçbir kederim.
Baba kesesinden hepten giderim,
Olsaydı yanımda bir de sevgilim...
Yaşlıya saygı mı, duymadım onu,
Ben kendim bulurum kendi yolumu.
Kim bana verdi ki, ben de vereyim,
Uzatmam elimi, vermem kolunu.
İhtiyar:
Ben de gençliğimde böyle diyordum,
Yerde kazanarak, gökte yiyordum.
Vücudum yaşlandı, olmuyor artık,
Genç kuşaktan, anlayış bekliyorum.
Ben geldim sonuma, onlar da yolda,
Her şey boşa imiş, yalan dünyada.
Sen de hesap eyle yanlışlar yapma!
Bir gün yaşlanırsın, dönersin bana.
İbrahim ŞİMŞEK
Yaşlılık Şiiri
Aynalar eski bugün
Yıllar önce sanki dün
Dün gece genç bakardı
Gözlerim yaşlı bugün
Hava yağışlı bugün
Güneş öldü sanki dün
Dün gece hep gülerdi
Gözlerim yaşlı bugün
Gözlerim yaşlı bugün
Gözlerim yaşlı bugün
Fevzi Tuna Ocakoğlu
Ah Yaşlılık…
Aynalar yansıtır kar beyaz sakalı,
Çamur banyosunda makyajı pahalı…
Keli güneş gibi kırıtır havalı,
Zaman tünelinde gezinirce sanki…
Belinde ağrılar ayağı son gazi,
Horca kullanılmış, bir subay gibi Nazi…
Yinede umuttur, hüzündür fantezi!
Kulağında çınlar, gençliktir şok yankı…
İçine bir girsen hazan yağmurları,
Dışını bir görsen çifte at mahmurları,
Alaycı bakışlar, oynar su samurları!
Oynatmak ne mümkün taşıdığı tankı…
Safet Kuramaz
Yaşlılık
Sürmeli göz
Sürmeli bulunmayan ateş
Ki ben hala
Taş devrinden yerleşik hayata geçmeye yabancıyım
Anneme söylemeyin busefer
Yaşlı yaşlı süzülmesin yaşları
Kırışan onca şeyden sonra
Şeyleşmenin korkağıyım ben
Rüyalardan kabuslara kadar
İnsanım insanlıktan öte pelerinlerde
Bilincime kapanmış ah o dua o od
Atına geçmeye yabancıyım
Simya simya
Katılıyorum gülmekten
Başak Tuncel
Yaşlılık
Günler günleri kovalarken, zamanda ilerliyor
Dün daha çocuk iken, bu gün baba oluyor
Dertler kederler sırtına bindikçe de biniyor
Akrep yelkovan dönerken, insanda yaşlanıyor
Eski gülücükler nerde, suratlar somurtuyor
Yüze çizgiler girince, saçlarda ağarıyor
Aynalar düşman artık, bizi genç göstermiyor
Yaşlandık mı gerçekten yoksa,
aynalar mı yalan söylüyor
Yılları horca harcarken, günler değerleniyor
Günleri bir yana bırak, saniye önemseniyor
Torunu kucağa alınca, bir de dede oluyor
Bunca tedirginlik neden, Ölüm mü yaklaşıyor.
Şeyhmus Sevilmez
Zordur yaşlılık bilemezsin
Sairimizin yazdığı gibi
'Yolun Yarışı'nda değilim
Yolun sonundayım belki şimdi
Bitmedi ama yol yürüyeceğim bilirim
Zordur yaşlılık bilemezsin
Şunları yapardın eskiden
Simdi rica ediyorsun birine
Gururum ne oldu derken
Eskisi gibi değilsin kime ne
Zordur yaşlılık bilemezsin
Çarşı pazar dolaşamazsın
Veya sinema tiyatro lokanta
Çünkü sen yalnız olamazsın
Götüren olursa çıkarsın sokağa
Zordur yaşlılık bilemezsin
Yalnızsındır evde bu yaşta
Konuşacak insan ararsın haliyle
Telefondaki ses bile yeter sana
Aradı biri diye sevinirsin sessizce
Zordur yaşlılık bilemezsin
Hayatin sanki bir sinema
Kapatıp gözlerini seyredersin sessizce
Muvaffak olmuşsun birçok sahada
Gurur duymuyorsun yinede kendinle
Zordur yaşlılık bilemezsin
Keşke senin yaşına gelince
Senin gibi olsak demişler
Kendileri gibi olsunlar bence
İçimdeki fırtınayı sezmemişler
Ulya Erkman
Gençliği Özleyiş
Yıllarca koynunda şahlanıp durdum,
Birazcık kıymetin,bilmedim gençlik;
Bitmezsin sanarak,bol bol savurdum
Vaktinde sırrına ermedim gençlik.
Sayende,bir zaman kuvvetli gezdim,
Yorgunluk,yaşlılık nedir bilmezdim;
Seneler geçtikçe,yokluğun sezdim
Özlemin ne zormuş,sormadım gençlik.
Büyürken özlerdim,olgun çağları,
Aşılır sanırdım,o dem dağları;
Yıllar soldururmuş,zümrüt bağları
Yılların farkına,varmadım gençlik.
Ne kadar yalvarsam,gelmezsin geri,
Bu imiş,faninin,kesin kaderi;
Yaşlılık,serime,düşeli beri
Sineni sineme,sarmadım gençlik.
Gençliğin kıymetin(i) iyi bilmeli,
İlimle,sporla eğitilmeli;
Genç,yaşlı herkesin,yüzü gülmeli
Üstünde bir değer,görmedim gençlik...
Naim Yalnız
Aklına Gelecek Mi (Yaşlılara Saygı Haftasına)
Sen say ki büyüğünü oda seni sevecek,
Her insan yaşar ise yaşlılığı görecek,
Bir gün seninde elin, her yanın titreyecek,
Gençlikte yaptıkların aklına gelecek mi?
Gören gözlerin bir gün elbet görmez olunca,
Sağır kulağın ancak bağırırken duyunca,
Tek başına odada sahipsizce kalınca,
Gençlikte yaptıkların aklına gelecek mi?
Başındaki saçları bir gün döktüğün zaman,
Söylediğin sözleri hatırlamazsa kafan,
Sönünce bütün forsun, nefsinle kalmaz davan,
Gençlikte yaptıkların aklına gelecek mi?
Ah demeden başının çaresine baksana,
Yaşlı ana babanı üzerek kırmasana,
Kendin onun yerine koyup da anlasana,
Gençlikte yaptıkların aklına gelecek mi?
Her şeyin hayırlısı her yerde istenmeli,
Kayaturan gençliğin kıymetini bilmeli,
Yaşlıları ziyaret ederek güldürmeli,
Yaptıkların bilmem ki aklına gelecek mi?
Şevki Kayaturan
NFS
Yazılan 5 yorum görüntüleniyor