Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Dolgunca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bol
- Gerek Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerekmek, İstemek
- Biçmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesmek, Doğramak, Ayırmak, Bölmek, Hasat Etmek, Çalmak
- Eş Zaman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Senkron
- Titizlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öfkelenmek
- Ciddi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırbaşlı, Gerçek, Salmaklı, Tehlikeli, Endişe Veren, Ağır, Vahim, Kritik, Gülmeyen, Güvenilir, Sağlam, Önemli, Vahim, Vakur, Veznin
- Yansımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksetmek, Ulaşmak, Vurmak, Tepmek
- Legal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanuni, Yasal, Meşru
- İhtimal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belki, Olasılık, Şans, Belki, Ola Ki
- Bahşetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışlamak, Sunmak
- İhsan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Armağan, Lütuf, Nimet, İnayet, Bağışlama, Kayra, Atıfet, Bağış, İyilik
- Bir Kadar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biraz, Birtakım
- Cemetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplamak, Bir Araya Getirmek
- Sümkürmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fınkırmak
- Cummak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalmak
- Selam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esenleme, Merhaba
- Suratsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksi, Çirkin, Huysuz, Somurtkan
- Yekdil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutabık
- Tecimen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tacir, Tüccar
- Kırılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alınmak, Azalmak, Darılmak, Gücenmek, İçerlemek, İncimek, İncinmek, Sınmak, Yatışmak
- Mezarcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gömütçü, Sinci
- Pazartesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşembe
- Göz Erimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ufuk
- Konferans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşma
- Telhek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palyaço, Soytarı
- Bırakıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tereke, Miras
- Ertem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Edep
- Mahcubiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Utangaçlık, Utanma, Sıkılganlık
- Ötme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terennüm
- Korluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mangal
- Sırtarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sırıtmak
- Hışır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Sersem
- Terörizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yılgıcılık
- Yüküm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zor, Mecburiyet, Mükellefiyet
- Bedihi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belli, Bayık, Besbelli, Apaçık
- Sây kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Emek, İş, Çalışma
- Mebusluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Milletvekilliği
- Kâhin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Medyum, Bilici
- Doğrultu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstikamet, Yön, Cihet, Taraf
- Hudutsuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınırsız, Sonsuz
- Usanç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bıkkınlık, Sıkıntı, Üzüntü, Bıkma
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü