Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Mecruh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaralı
- Sükûn kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgunluk, Sükûnet, Dinme, Dinginlik, Devinimsizlik
- Parça Parça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lime Lime, Paramparça
- Kapamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıkamak, Engellemek, Hapsetmek, Örtmek
- Gösterme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tayin, Teşhir
- Maraz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğ, Sayrılık, Hastalık, Bozukluk
- Tenezzüh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gezinti
- Aydınlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işıtmak, Işıklandırmak, Tenvir Etmek, Tavzih Etmek, Bilgilendirmek
- İtiraz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çelişmek, Yuhalamak
- Lastik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korse
- Ünalgı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Radyo
- Doku kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nesiç
- Kısıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahdutlaştırmak, Sınırlamak, Tahdit Etmek, Hacir Altına Almak
- Orantılı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun
- Kayarlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küfretmek, Sövmek
- Ayaksilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paspas
- Sallapati kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşüncesiz, Düşünmeksizin, Dikkatsizce, Saygısızca, Patavatsızca
- Kazımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkarmak, Temizlemek, Yok Etmek
- Hidrosfer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suyuvar, Suküre, Su Yuvarı
- Necabet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soyluluk
- Salkımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pörsümek
- Üniversite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Darülfünun, Birdem, Fakülteler Birliği
- Çevri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girdap, Tevil, Çevrinti, Anafor, Burgaç
- İhtiyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakınım, Yedek
- Ruba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giyecek, Giysi
- Vuru kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vuruş
- Kullanılmamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmek
- İktifa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanaatlenme, Kifayetlenme, Yetinme, Kanma
- Zanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanık, Şüpheli
- Adlı Sanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ünlü
- Belirti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alamet, İşaret, İm, Simge, Sembol, İpucu, Belgi, Araz, Nişane, Emare, Gösterge, Koku, Nişan, Tezahür
- Teşhir Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göstermek, Sergilemek
- Fikri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünsel
- Saygıyla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazikâne
- Uyuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gicişme, Kaşınma, Kotur
- Kancık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dişi, Dönek
- Dazlak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daz, Kabak
- Bok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dışkı, Tezek, Kaka, Sıçmık, Güç Durum, Hor Görülen, Tiksinilen
- Şık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zarif, Güzel, Kıvrak, Seçenek, Uygun, Yerinde, Modaya Uygun, İnce, Yol, Çıkar Yol
- Kemre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gübre, Tezek
- Eciş Bücüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çarpık Çurpuk, Eğri Büğrü
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü