Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Melike kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadın Hükümdar, Padişah Karısı, Kraliçe
- Dolanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaşmak, Geçinmek, Gezmek, Karışmak
- Pideci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yufkacı
- Deme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağıt, Anlam, Atasözü
- Restorasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onarım, Yenileme
- Muhtelif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çeşitli, Türlü, Mütenevvi
- Yaprak Sigarası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Puro
- İlköğrenim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlköğretim
- İlk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birinci, Evvelki, Önceki, Evvel, Ön
- Pekâlâ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elbette, Peki, Peki Olur, Dediğin Gibi Olsun, Öyle Kabul Edelim, Kesinlikle, Çok İyi
- Habis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçak, Soysuz; Tehlikeli, Kötücül, Kötü
- Üzmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hırpalamak, İncitmek, Sıkmak, Yormak
- Akşam Vakti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akşam Çağı
- Biçimci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şekilci, Şekilperest, Tutum
- Mutlakiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saltçılık
- Tezayüt Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artmak, Çoğalmak
- Donatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Sövmek, Süslemek, Teçhiz Etmek
- Hapis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi, Hapishane, Mahpus, Alıkoyma
- Görsel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başarı
- Hatalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusurlu, Suçlu, Yanlış
- Flaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözde, Ünlü
- Yüküm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zor, Mecburiyet, Mükellefiyet
- Bilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vukuf
- Vurgunculuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Spekülasyon
- Staj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetişim
- İtap Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Paylamak
- Atalet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tembellik, İşsizlik, İşsiz Kalma, Gevşeklik, Uyuşukluk, Süredurum, İşlemezlik, Dinginlik, Durağanlık, Hareketsizlik
- Koloniyalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sömürgecilik
- Getirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelmek, İletmek, Sağlamak, Sürüklemek
- Kâhin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Medyum, Bilici
- Dayanç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanak, Sabır
- Püsür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalpazan, Tembel
- Panorama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümgörü, Geniş Görünüş, Genel Görünüm
- Cehre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğ, Pamuk
- Başka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Diğer, Ayrı, Değişik, Farklı, Özge, Öbür, Sair
- Yaşlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyümek, Eskimek, İhtiyarlamak, Kocamak
- Köy Muhtarı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhtar
- Işıldak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Projektör
- Belirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tebarüz, Tezahür
- Harcama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gider, Sarfiyat
- Mangır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Para
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü