Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Odur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşte
- Meni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ersuyu, Sperm, Atmık, Bel
- Kurun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çağ
- Poz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duruş, Çalım, Kurum, Süre
- Kalantor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişi Seven, Varlıklı
- Okkalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, Ağır, Çok, Fazla, Hürmetli
- Çevirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çeviri, Muhasara, Sarma
- Revizyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeniden İnceleme
- Emtia kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mallar
- Çocuk Yuvası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kreş
- Muazzez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aziz, Sevgili, Kıymetli
- Cezbetme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekim
- Lahut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutsal
- Dirlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçim, Hayat, Huzur, Sağlık, Varlık, Refah, Yaşayış, Erinç
- Fındıkkıran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşveli, Şuh, Baştan Çıkarıcı Kadın
- Bildiriş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duyuru, İlan, Tebligat
- Zira kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çünkü
- İsraf Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harcamak, Savurmak
- Ötümlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sedalı, Sürekli, Yumuşak
- Sansasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalgalanma
- Yaşamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmak, Duymak, Geçinmek, Geçmek, Görmek, Hissetmek, Kalmak, Oturmak, Hayatta Olmak, Sürdürmek, Eğleşmek, Keyif Sürmek, Ömür Sürmek
- Kolayca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kolaylıkla, Kolay
- Anafor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanç, Çevrinti, Çevri, Burgaç, Girdap
- Mevzuat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konular, Yasalar
- Matkap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Delgi, Burgu
- Hapis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi, Hapishane, Mahpus, Alıkoyma
- Patlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnfilak
- Hafifçe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeğnice
- Sırtçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hamal
- Necat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurtuluş
- Dilcek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük Dil
- Vermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak, Bayılmak, Çevirmek, Dayamak, Görmek, Harcamak, Hasretmek, İletmek, Katmak, Lütfetmek, Ödemek, Satmak, Serpmek, Tespit Etmek, Uzatmak
- Köşeli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tunlu
- Durum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır
- Acemi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toy, Bilgisiz, Deneyimsiz, Yabancı, Amatör, Müptedi, Tor
- Abstreleştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mücerretleştirmek, Soyutlaştırmak
- Tüketim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoğaltım, İstihlak
- Beslemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doyurmak, Yetiştirmek, Bakmak, Desteklemek, Eklemek, Katmak
- Yaratma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halk
- Depreşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nüksetmek, Canlanmak, Kanamak, Tepmek, Uyanmak, Üstelemek
- Zıbarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmek, Gebermek; Uyumak, Sızmak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü