Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Piyaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğan
- Maskaraya Koymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek
- Yarımlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıtık
- Tazelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körpelik
- Yâd kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anma, Hatır, Zihin, Başka, Yabancı, Karşıt, Muhalif
- Mahvolma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkıntı
- Yeşillenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeşermek
- Duyum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duyu, İstihbarat, İzlenim, İhsas
- Şakul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekül
- Laf Anlamaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaba
- İzlek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Patika, Keçiyolu
- Sükûti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suskun, Sessiz
- Telhek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palyaço, Soytarı
- Tekrarlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mükerrer
- Sağalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyileşmek, İyi Olmak
- Dişli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçlü, Arkalı, Koruyuculu
- Çetrefil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karışık, Anlaşılmaz, Dolaşık
- Senkronize kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşanlı
- Gözü Tok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tokgözlü
- Uzun Etek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şapşal
- Füze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Roket
- Hat Trick kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üçleme
- Temayüz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sivrilmek
- Sakınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korkmak, Çekinmek, Esirgemek, Gözetmek, İhtiyat Etmek, Korumak
- Motif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örge, Nakış
- Hırıltı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kavga
- Komutanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kumandanıık
- Emmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekmek, İçmek, Soğurmak, Massetmek
- Elöpen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kertenkele
- Bayır Kuşu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalı Bülbülü
- Hoşur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayağı, Değersiz, Dolgun, Kaba, Şişman
- Bereket kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bolluk, Gürlük, Ongunluk, Artağanlık, Yağmur
- Aşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Calak, Peyvent
- Musahabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Konuşma, Mülakat, Söyleşi
- Baygın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayılmış, Süzgün, Sevdalı, Aşık, Dökülmüş, Yığılmış
- Sıkıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kasvet, Meşakkat, Ruhsal Yorgunluk, Sendrom, Cefa, Çile, Düşünce, Ezgi, Eziyet, Fırtına, Gaile, Hâl, Hüzün, Kahır, Kambur, Karanlık, Keder, Kor, Külfet, Mesele, Mihnet, Problem, Rahat, Sancı, Sorun, Usanç, Zaruret, Zehir, Zor, Tedirginlik, Eza
- Bulutsu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nebülöz
- Atlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldanmak, Atlanmak, Binmek, Çıkmak, İnmek, Tullanmak, Yanılmak
- Armonika kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mızıka
- General kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paşa
- Ev kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aile, Beyit, Dar, Hane, Konut, Mekân, Nesil, Ocak, Soy, Sülale
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü