Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Zor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güç, Güçlükle, Sıkıntı, Güçlük, Rahatsızlık, Yüküm, Mecburiyet, Baskı, Çetin, Kıyın, Cebir, Emekli, Kuvvet, Müşkül, Sıkıntı, Yaş, Zorla
- Beygir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı At
- Dağıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üleştirmek, Bölmek, Tevzi Etmek, Pay etmek, Parçalamak, Feshetmek, Bozmak, Gidermek, İletmek, Lağvetmek, Neşretmek, Savurmak, Talan Etmek
- Ekleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlave, İlhak
- Tıkmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sokmak
- İhbar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bildirme, Duyurma, Haber Verme, Habercilik, Bildirim, Ele Verme
- Yolkesen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harami
- Elvermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetmek, Uymak, Uygun Görmek, Kifayet Etmek
- Keçi Yolu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Patika
- Gani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bol, Çok, Varlıklı, Zengin
- Seyir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yürüyüş, Gidiş, İzleme, Temaşa, Piknik, Bakma, Eğlendirici
- Delice kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şahin
- Meşveret Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Danışmak
- Otlatmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otarmak
- Dövüşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vuruşmak
- Muhalif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aykırı, Karşı, Karşıt, Yanaz
- Aşırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalmak, Öte Yana Geçirmek, Kaçırmak, Uzaklaştırmak, Savmak, Hırsızlamak, Kaldırmak, Tırtıklamak
- Heybet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mehabet; Büyüklük, Ululuk, Azamet
- İşlem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ameliyat, İş, Muamele
- Perdahlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küfretmek, Sövmek
- Kanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldanmak, Doymak, Kani Olmak, Yetinmek, Yutmak, İktifa Etmek
- Madem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mademki
- Ortak Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katılmak
- Hat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biçim, Çizgi, Sınır, Yazı, Yol, Geçek, Kanal
- Başmaklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Has
- Güçlenmiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmuş
- Fevkettabii kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabiatüstü
- Kuvvetlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçlenmek
- Doz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derece, Miktar
- Büsbütün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamen, Tamamıyla, İyiden İyiye, Sırf, Temelli, Hiç Eksiksiz Olarak, İyice
- Gözü Kapalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözübağlı, Kör Körane
- Uslu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıllı, Edepli, İtaatli, Paşa, Söze Bakan, Tek, Yüzüyola, Zeki
- Yergi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hiciv, Taşlama, Hicviye
- Okuntu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davetiye
- Celi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açık, Aşikâr, Parlak
- Bağdarlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Program
- Kayısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erik
- Peyzaj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görünüm
- Gönüllü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstekli, Fahri, Arzulu
- Balkır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parıltı, Şimşek
- Biat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birinin Egemenliğini Tanıma, Tapu Kılma
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü