Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Yan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraf, Cephe, Cihet, Huzur, Kanat, Kat, Kenar, Semt, Taç, Tali, Üst, Yer, Yön, Yüz
- Asabiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinir Sayrılıkları
- Ufak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük, Mikro
- Tevazukâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçak Gönüllü
- Iraklaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklaşmak
- Dürümlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvırmak
- Prefiks kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önek
- Salıştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılaştırmak, Kıyaslamak, Mukayese Etmek
- Kurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünmek, Hazırlamak, Sağlamak, Tasarlamak, Yapmak, Monte Etmek
- Sancımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağrımak, Burulmak, Tutmak
- Entegre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümleşik, Bütünleşik
- Müstaceliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İvedilik
- Kıraat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okumak
- İtina Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özenmek
- Amortisör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cihaz
- Muallak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asılmış, Asılı; Bağlı, Bağınlı
- Ayın On Dördü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolunay
- Gaza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cihat, Kutsal Savaş
- Tartaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hırpalamak
- Spekülatif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurgusal, Vurgunsal
- İçmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekmek, Emmek, Kullanmak
- Olabildiğince kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oldukça
- Sadık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlı, Doğru, Gerçek, İçten Bağlı
- Hasetlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıskanmak
- Üzücü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzüntülü, Hüzünlü, Acı, Acıklı, Fena, Dokunaklı, Elim
- Tatil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinlence, Ara, Dem Alış, Grev, İstirahat, Boşuklama, Kapama
- İncelmemiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ham
- Kan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soy
- Döndürmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Bükmek, Vermek, Yönetmek
- Bozdurtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozdurmak
- Sergileme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşhir
- İğneli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dokunaklı, Kırıcı
- Tuman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Don, Şalvar
- Başkanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Riyaset
- Nasılsa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elbette
- Duble kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkil, İkili, İkiz, İki Katı
- Sitoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözebilim
- Zinet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bezek, Süs, Ziynet
- Lakırdıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşkan, Geveze
- Çekmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Asmak, Atmak, Dayanmak, Döşemek, Emmek, Germek, Giymek, İçmek, Kaldırmak, Katlanmak, Koymak, Öğütmek, Örtmek, Sarmak, Söylemek, Taşımak, Vurmak, Yollamak
- Data kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Veri
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü