Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Antikite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkçağ
- Ötme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terennüm
- Tuğra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tura
- Bellemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarmak, Çapalamak, Öğrenmek, Sanmak
- Dumanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sisli, Bulanık, Puslu, Sarhoş
- Davetkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çağrıcı, Çekici, Çağıran, Davet Eden
- Saymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmek, Demek, Gitmek, Hürmet Etmek, Önemsemek, Sıralamak, Tanımak, Tutmak
- Barışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlaşmak, Uzlaşmak
- Yem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olta
- İnzibatsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başıboş
- İftira kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İsnat, Kara, Tezvirat, Kara Çalma, Bühtan, Karacılık
- İlmiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilimcilik
- Telaffuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söyleyiş, Söyleniş
- Adale kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kas
- Salameleyküm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Merhaba
- Kuvvetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Demir, Güçlü, Keskin, Saygın, Üstelik, Üstün
- Hükmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çiğnemek
- Gönül Avcısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çapkın
- Nezaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetme, Gözaltı, Bakanlık, Kontrol, Murakabe, Bakma, Görü, Manzara
- Derecesinde kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadar
- Görüş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fikir, Yargı
- Çıkarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dışarı Atmak, Sökmek, Koparmak, Neşretmek, Anlamak, Atmak, Boşaltmak, Bulmak, Elde Etmek, Gidermek, Giysi, Göndermek, Göstermek, Hatırlamak, Kazımak, Sağlamak, Sezmek, Soymak, Söylemek, Sunmak, Yapmak, Yayımlamak, Yollamak
- Ergen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bekâr
- Yaslanma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstinat
- Ayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belli, Açık
- Fon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dipyüz, Alt, Görüntü, Kaynak
- Akşam Vakti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akşam Çağı
- Soğutmaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğutucu
- Kanunvericilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasama
- Şakrak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şen, Sevinçli, Keyifli, Gevrek
- Sara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutarık, Tutarga, Yilbik
- Dikit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Stalagmit
- Sınama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deneme, Eleştiri, Prova, Tecrübe
- Manav kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göğerti Satan, Sebzevatçı
- Sanki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güya, Sözde
- Çingene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arsız, Cimri
- Tas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çanak
- Müziç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıcı
- Bakaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dürbün
- Kaynakça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynaklar, Kitabiyat, Bibliyografya, Bibliyografi
- Kesin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kati, Kesinlikle, Mutlak, Değişmez, Maktu
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü