Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Büzük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cesaret
- Farz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmek, Düşünmek, Sanmak, Saymak, Tutmak
- Fare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıçan
- Mülakat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Musahabe, Söyleşi, Buluşma, Kavuşma, Konuşma
- Kâhya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kizir
- Vadeli Hesap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vadeli Pul
- Çitmik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıngıl; Parmak Ucuyla Alınan (Miktar); Üzüm Salkımının Küçük Dalı; Çimdik
- Emcek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meme
- Olgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vaka, Vakıa
- Nakzetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozmak
- Hümanizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adamcıllık
- Kâğıt Torba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kese Kâğıdı
- Evlat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oğul, Kız, Soy, Çocuk, Çocuklar, Döl, Yavru
- Rükû kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öne Doğru Eğilme, Namazda Elleri Dize Dayayıp Eğilme
- Muhayyel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayali, Hayal Edilmiş, İmgelenen
- Gevher kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cevher
- Miyavlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Miyavıldamak
- Vitamin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gıda
- Yanında Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Desteklemek, Yardımcı Olmak
- Kanepe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Divan
- Piyade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaya, Yayan, Piyon
- Teessür Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımak
- Münasebetsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saygısız, Aksi, Çirkin, Ters, Uygunsuz
- İlahe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Umay, Tanrıça
- Buton kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düğme
- Jimnastik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdman, Kültürfizik, Beden Eğitimi
- Hamal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıyıcı, Yükçü
- Tashih Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltmek
- Tenezzül Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Layık Bilmek, Layık Görmek
- Yayla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Plato
- Tanımlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tarif Etmek
- Tembihlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyarmak
- Koşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ek
- İzlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek, Gelmek, Görmek, Gözlemek, Gütmek, İncelemek, Koşmak, Kovalamak, Seyretmek, Takip Etmek, Tutmak
- Satürn kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sekendiz, Zühal
- Tekevvün Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oluşmak
- Hırtapoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Sersem, Şaşkın
- Palamarcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yomacı
- Toprak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arazi, Kara, Ülke, Zemin, Bölge, Tarla
- Hazmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sindirmek, Dayanmak, Katlanmak, Sabretmek
- Telef Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü