Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Farz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmek, Düşünmek, Sanmak, Saymak, Tutmak
- Gerçekçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Realist
- Kara Elmas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karbonado, Maden Kömürü
- Mukayese Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılaştırmak, Kıyaslamak, Salıştırmak
- Feodalite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derebeylik
- Yüzmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmak, Soymak
- Mezhep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüş
- Uşak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çocuk, Hizmetçi, Hizmetkâr, Kullukçu, Nöker, Tayfa, Erkek Hizmetçi
- Harikulade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olağanüstü, Eşi Görülmemiş, Çok Güzel
- Tekmelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tepiklemek
- Kıvrantı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı
- Çağrıştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benzemek
- Meal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlam, Kavram, Mefhum, Netice, Sonuç, Diyem, Yorum
- Azametli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görkemli
- Sarkıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Salmak
- Odalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Padişah, Cariye
- Örtmece kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kandırma
- Kaziye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önerme
- Ceza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eziyet, Müeyyide, Yaptırım
- Bent kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Set, Bağla, Germeç, Büğet, Bağ, Baraj, Eklem
- Parçalanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yırtık
- Bildirge kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beyanname
- Bölüştürme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taksim
- Dönüşüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahavvül; İnkılap
- Vesika kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belge, Senet
- Alavere kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kargaşalık
- Udi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Utçu
- Fütur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bezginlik, Usanç, Umutsuzluk
- Yalın Kat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basit, Üstünkörü
- Kanıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat Etmek, İspatlamak
- Girişme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşebbüs
- Bozulma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arıza, Tefessüh
- Yağdırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağlamak, Savurmak, Söylemek, Vermek
- Münakaşa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışma, Atışma, Çekişme, Aytışma
- Kof kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boş, Değersiz, İçi Boş, Mazmunsuz, Bilgisiz, Yetkisiz, Güçsüz, Dermansız
- Gelişememek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küsmek
- Sarhoş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçkili, Esrik, Dumanlı, Küp, Mest, Esri, Sermest
- Giyim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çul, Elbise, Giyecek, Giysi, Kıyafet
- El İşi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşleme
- Sakıncasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Emin
- Hasar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sur, Zarar, Ziyan
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü