Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Bakım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özen, Hizmet
- Riayet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uymak
- Açıklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aleniyet, Uzaklık, Mesafe, Aydınlık, Çıplaklık, Genişlik, En, Mesafe, Sarahat, Vuzuh, Duruluk, Ara
- Henüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şimdi, Az Önce, Daha, Hâlâ, Yeni
- Öten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mazi
- Uygulama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatbikat, İnfaz, Tatbik, Yürütüm
- Üleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak, Bölünmek, Bölüşmek, Paylaşmak
- Eşgüdümlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koordine
- İlhan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hükümdar, İmparator
- Üçayak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sacayağı
- Tüvana kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlı, Dinç, Kuvvetli
- İstimlâk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamulaştırma
- Görmezliğe Vurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görmezlikten Gelmek
- Şerait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşullar, Şartlar, Vasat
- Kayınpeder kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynata
- Çapanoğlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başa Dert Olacak Durum
- Lider kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önder, Reis, Şef, Kösem
- Kötücü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hain
- Kabul Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Beğenmek, Demek, Gelmek, Saymak
- Ummak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beklemek, Demek, Sanmak, Ümit Etmek, Düşünmek, Tahmin Etmek, İhtimal Vermek
- Darılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alınmak, Azarlamak, Gücenmek, İncinmek, Kırılmak, Küsmek, Paylamak
- Rençber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çiftçi, Irgat, Gündelikçi, Eğner, Tarım İşçisi
- Abuhava kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İklim
- Ateşkes kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakışma, Mütareke
- Nedeniyle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sebebiyle, Yüzünden, Yüz
- Deflemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defetmek
- Kazaen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazara
- Zarafetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zarif
- Haydut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşkıya, Harami, Kuldur, Şaki, Kır Hırsızı, Yol Kesici
- Bidar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyanık
- Gezinti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koridor, Seyran, Sofa
- Tümce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cümle
- Takip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzleme, Kovalama, Kovuşturma
- Kronik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süreğen
- Bencil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Egoist, Hodbin, Hodkâm
- Nakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma, Göç, Aktarım, Geçirme, Aktarma, Tayin, Atama, İletim, Göçürme, İletken, İletme, Aktarış, Taşın
- Becermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozmak, Uydurmak
- Gelgeç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçici
- Kerahet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İğrençlik
- Soğukluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dargınlık, Meşrubat, Soğuk, İlgisizlik, Antipati
- Nüfuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etkinlik, Sinme, Fer, Kuvvet, (İçine) Geçme, Sözü Geçme, Erk, Güç
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü