Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Beklemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oyalanmak, Eğlenmek, Gözlemek, Ummak, Aramak, Durmak, Gözetmek, İstemek, Korumak
- Büyük Baba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dede
- Hastalanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sayrılanmak, Hasta Olmak
- Tekâmül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelişim, Olgunlaşma, Evrim, Olgunluk
- Ur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dert, Şiş, Tümör, Yenitüreme
- Minder kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döşekçe
- Saltanat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sultanlık, Kağanlık, Bolluk, Şatafatlılık, Varsıllık
- Tasnif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınıflama, Ayırma, Bölümleme, Ayrılama
- Edibane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazik
- Borç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kredi, Ödev, Ödünç, Vecibe, Deyn, Yükümlülük
- Sarkıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Salmak
- Uğraş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cenk, İş, Meslek, Meşguliyet, Mücadele
- İstekle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Candan
- Bahsetme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temas
- Pürist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özleştirmen
- Cüret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüreklilik, Ataklık, Cesaret
- Müzeyyel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekli
- Koskoca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muazzam, Çok Büyük
- Harekat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Davranışlar, İşler; Manevra, Çarpışma, Çevirme, Kovalama
- İtiraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklama, Söyleme, Bildirme
- Kıyaslamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılaştırmak, Mukayese Etmek, Oranlamak, Salıştırmak
- Kriminoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçbilim
- Lazut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mısır
- Cebelleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğraşmak, Çekişmek, Tartışmak, Münakaşa Etmek
- Tanıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat Etmek, İspatlamak
- Elifine kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tastamam
- Korner kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köşe
- Unvan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adres, San, Başlık
- Bitişik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapışık, Kavuşuk, Yandaki, Komşu
- Peygamber kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalvaç, Resul, Nebi, Elçi
- Serhat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınır Boyu, Hudut, Sınır
- Benzin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süt
- Engellemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çelmek, Hapsetmek, Karışmak, Kösteklemek
- Abitlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zahitlik
- Çıma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halat Ucu
- İkbal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arzu, İstek, Baht Açıklığı, Gözde Cariye, Odalık
- Servet Sahibi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Varlıklı, Zengin
- Katmerleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artmak, Çoğalmak
- Teokrasi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinerki
- Otonomi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özerklik, Muhtariyet
- Sentez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bileşim
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü