Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Dayanma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direnç, Direniş, İstinat, Metanet, Mukavemet
- Çarpış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Darbe
- Çömmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çömelmek
- Alengirli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişli, Yakışıklı
- Yakıştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uydurmak, Yormak, Münasip Görmek
- Tan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şafak
- Nasip Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elvermek, Kavuşmak, Ulaşmak
- Giyecek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giysi, Kıyafet, Elbise, Giyim, Giyinecek, Paltar, Üst
- Sürme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devam, İs, Sürgü, Sürme
- Necdet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yiğitlik
- Restoran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lokanta, Aşevi
- Biblo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süslük
- Anakent kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Metropol, Büyük Şehir
- Büyüksemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzam Etmek
- Ne Kadar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaç, Kaçar
- Sönük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Zayıf
- Şamatacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gürültücü, Patırtıcı
- Fraksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölüngü, Bölüntü, Hizip
- Meslektaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafadar
- Erzak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azık, Yiyecek
- Tahdidat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınırlamalar, Kısıntılar
- Tokgözlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Tok
- Acılama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paylama, Sançma, Zehirleme
- Spekülatör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurgucu, Vurguncu
- Yapan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fail
- Gözübağlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Kapalı
- Telef Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölmek
- Usûl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Metot, Tarz, Yol, Yöntem
- Salname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıllık
- Semt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölge, Yöre, Cihet, Taraf, Veçhe, Yaka, Yan, Yön
- Lütufkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kibar
- Küflü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köhne
- Piyade Asker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karacı
- Riayet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uymak
- Çimmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkanmak
- Haberleşme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İletişim, Muhabere
- Plak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Plaka
- Hikâyeler kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısas
- Ortakça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortaklaşa
- Kıstırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapmak
- Vesikalık Fotoğraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vesika
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü