Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Değiştirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahrif, Tahrifat, Tebdil
- Falan Festekiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Falan Filan
- Nasip Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elvermek, Kavuşmak, Ulaşmak
- Saffet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arılık, Temizlik
- Kurtluca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meşecik
- Flu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulanık
- Pünez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Raptiye
- Müstahsil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üretici, Yetiştirici, Prodüktör, Üretmen
- Uyuntu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Miskin, Tembel, Uyuşuk
- Dünya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerküre, Yer Yuvarlağı, Âlem, Camia, Cihan, Çevre, Devran, Dış, Diyar, Herkes, Kâinat, Küre, Ortam, Yer, Yeryüzü, Zemin, El Gün, Acun, Evren
- Kankurutan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adaniotu
- Lektör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okutman
- Girişik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girift
- Peruka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takma Saç
- Suples kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esneklik
- Otizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçekapanış
- Öğle Vakti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğle, Zeval Vakti, Öğleyin, Öğlende, Gün Ortası, Nısfınnehar, Günorta Çağı
- Süt Beyaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bembeyaz, Apak
- İnanma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aklı Yatma, Kanma, Emniyet, İtikat, Kanaat
- Hapsane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Türme
- Düz Yüzüne Demek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dobra Dobra Söylemek
- Sakınmaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Pek, Pervasız, Cesur, Yürekli
- İrs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalıtım, Soyaçekim
- Kak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pestil
- Payitaht kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başkent, Başşehir
- Gübür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çöp, Süprüntü
- Kov kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gıybet
- Çaylak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toy
- Düzenlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ova
- İfa Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösteri Yapmak, Ödemek, Yapmak
- Dişi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekici, Kadın, Şuh, Verimli
- Tevazu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçak Gönüllülük, Gösterişsizlik
- Öncelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takaddüm; Pey Akçası
- Akıllanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uslanmak
- Basit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalın, Kolay, Sıradan, Süssüz, Gösterişsiz, Görgüsüz, Düpedüz, Yalınç, Bayağı, Cılız, Mahdut, Olağan
- Şoför kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sürücü, Haydavcı, Sürücü, Yöndemci, Kaptan
- Maskaraya Koymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek
- Eli Açık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cömert, Bonkör
- Köklemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayarlamak
- Saldırı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atak, Hücum, Taarruz, Tecavüz
- Fazilet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erdem
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü