Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Fakirlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksulluk, Zaruret
- Senger kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Siper
- Cuma Akşamı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Perşembe
- Yapıp Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapmak
- Loş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karanlıkça
- Müjdelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muştuluk
- Natura kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğa
- Titretmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarsmak
- Ağır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kiloca Fazla, Değerli, Güç, Yüklü, Yavaş, Yoğun, Ağırbaşlı, Alçak, Ciddi, Çetin, Dokunaklı, Gösterişli, Güç, Kırıcı, Korkulu, Oturaklı, Tehlikeli, Vahim, Veznin
- Frapan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çarpıcı, Göz Alıcı
- Melal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dert, Hüzün, Usanç, Üzüntü
- Yer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahal, Mekân, Orun, Alan, Arazi, Arsa, Arz, Belde, Bucak, Durum, Dünya, Görev, İz, Konum, Makam, Mevki, Mevzi, Nokta, Önem, Taraf, Ülke, Vaziyet, Yan, Zemin
- Teşhir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterme, Sergileme, Dile Düşürme
- Konu Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Proje kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasarı, Taslak, Joba, Layiha
- Kuytu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halvet, Siper, Tenha, Sessiz, Issız
- Delgeç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Delecek, Deşikaçan, Zımba
- Anayasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esas, Esas Kanun, Konstitüsyon, Temel
- Galiba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtimal Ki, Olabilir Ki, Görünüşe Göre, Anlaşılan, Kuvvetle Sanılır Ki
- Korumak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önlemek, Bakmak, Beklemek, Esirgemek, Gözetmek, Gözlemek, Himaye Etmek, Kollamak, Müdafaa Etmek, Sakınmak, Saklamak, Savunmak
- Yersiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gereksiz, Boşuna, Abes, Anlamsız, Fuzuli, Uygunsuz
- Çabuklaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tezleşmek, İvedileşmek, Süratlenmek, Hızlanmak
- Sarkınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sataşmak
- Azametli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görkemli
- Dâhil Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katmak
- Müfredat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönerge, Birimler, Ayrıntılar
- Müteaddit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birçok
- Demirli Beton kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Betonarme
- Don kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giysi, Külot
- Konar Göçer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göçeri
- Boylu Boslu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişli, Yakışıklı
- Uygulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tatbik Etmek, Vurmak, Yapmak
- Lâfzî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözel
- Bencil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Egoist, Hodbin, Hodkâm
- Zevksiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beğenisiz, Tatsız, Sıkıcı
- Mahzurlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakıncalı
- Azınlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekalliyet, Azlık, Ekalliyet
- Çığırtı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çığlık, Yaygara
- Tatsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yavan
- Farz Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmek, Düşünmek, Sanmak, Saymak, Tutmak
- Antidot kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Panzehir
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü