Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hırdavatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşportacı, Nalbur
- Mahvetme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kahır
- Çözüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çare, Hal, Yeçim
- Övme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Medih
- Başına Buyruk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağımsız, Özgür
- Erkeklik Organı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamış
- Tercümeihal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biyografi, Öz Geçmiş
- Meyil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğim, Akıntı, Özlem, Eğilim, Temayül, İlgi, Eğiklik, Sevme, İstek
- Betim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Betimleme, Tasvir
- Oba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çadır, El, Ova, Yazı
- Yalancıktan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalandan, Düzmece
- Kılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etmek, Yapmak
- Şahit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tanık
- Kaynarca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaynak
- Güncellik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktüalite, Aktüellik
- Kolektör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplaç, Toplayıcı
- Tekzip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalanlama, Düzeltme
- Tevahhuş Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ürkmek
- Devran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baht, Çağ, Dünya, Kader, Talih, Zaman, Yaşam Ve Evren
- Kuşat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açma, Açılış; Güzellik, Hoşluk
- Tereke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Miras, Bırakıt
- Destansı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Destani, Epik
- Gözü Pek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atılgan, Cesur, Yiğit, Korkusuz
- Alicengiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurnaz, Düzenci, Hileci, Üçkağıtçı Kişi
- Ahunt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoca
- Cazibedar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekici
- Hainlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hıyanet, İhanet
- İsyan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kozgalan, Baş Kaldırma, Ayaklanma; Boyun Eğmeme, Uymama, İtaat Etmeme
- Enkaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkıntı, Çöküntü, Döküntü, Harabe, Harabelik
- Mukavemet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanmak
- Yârenlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arkadaşlık, Muhabbet, Sohbet, Söyleşi, Dostluk, Şakalaşma, Şaka
- Karabulut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı, Nimbus
- Yıpranmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Külüstür
- Karşılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedel, Cevap, İvaz, Mukabele, Ödenek, Tahsisat, Taviz, Yanıt, Ayrı İti
- İhtiyar Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşlanmak
- Gözü Aç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açgözlü
- Dayanabilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanıklı
- İktiran Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erişmek, Ulaşmak
- İzam Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abartmak
- Belemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulamak
- Ramazan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oruç Ayı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü