Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Kayın Ağacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayın
- Sorgulama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dindirme, İstintak
- Abstreleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mücerretleşmek, Soyutlaşmak
- Burası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bura
- Şef kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lider, Önder, Yöneten, Baş
- Eğlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutmak, Oyalamak, Durdurmak, Durdurmak; Avutmak
- İstidat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetenek, Kabiliyet, Anıklık
- İşlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atölye, Gömlek
- Ermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erişmek, Kavuşmak, Yetişmek
- Soluklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinlenmek
- Telaşsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğukkanlı
- İcra Vekili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakan
- İnşaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapı İşleri, Dikinti, Yapı
- Kombinezon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gömlek, Düzenleme, Tertip, Kolsuz Entari
- Düçar Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğramak
- İstatistik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sayımlama
- Bildiri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tebliğ, Tebligat, Beyanname, Beyanat
- Legalite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasallık
- Kasınç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kramp
- Bitkinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cansızlık, Yorgunluk
- Minkab kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burgu
- Hıfzetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bellemek, Ezberlemek, Saklamak
- Tedavi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyileştirme, Sağaltma, Mualece, Otama
- İstiare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğretileme, Ödünç
- İşgal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engelleme, Oyalama; Tutma, Kaplama, Eli Altına Alma
- Örgen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Organ, Uzuv
- Sakat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Kusurlu, Aksak, Çürük, Eksik, Sakat, Şikest, Yarım
- Tanıdık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşina, Bildik, Tanış, Yâr, Dost
- İnhiraf Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sapmak
- Savuşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklaşmak, Ekmek, İyileşmek, Kaçmak, Gizlice Kaçıp Gitmek, Geçmek
- Kapkaççı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alelade, Üstünkörü
- Ekşi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygunsuz
- Gözdağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tehdit, Korkutma, Yıldırmak
- Velinimet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ana, Halaskâr, Hami, Havadar, Bağışçı
- Mapushane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi
- Rast kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğru, Düzgün, Tesadüf
- Sürek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devam Eden; Sürü; Hızlı Süren, Hızlı Giden
- Sarsmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sallamak, Silkelemek, Silkmek
- Kötü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acı, Aşağı, Aşırı, Berbat, Çok, Döküntü, Duman, Fena, İbret, Kaba, Kaput, Kara, Kör, Melun, Nadan, Nahoş, Pis, Sıfır, Şer, Tehlikeli, Yaman, Yaş, Endişe Veren
- Hilekârlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolandırıcılık
- Yenirce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Frengi
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü