Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Kehanet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kâhinlik
- Olur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rıza, Muvafakat, Evet, Olabilir, Tamam, Yakşı
- Nişanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adaklı, Sözlü, Yavuklu
- Gönen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük Göl; Nem, Rutubet; Nemli (Toprak)
- Azınlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekalliyet, Azlık, Ekalliyet
- Jips kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçı, Alçıtaşı
- Mırıldanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Homurdanmak
- Beyanname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bildiri, Bildirim, Bildirge
- Sadık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlı, Doğru, Gerçek, İçten Bağlı
- Duvar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cidar, Engel, Hisar
- İftiracı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karacı
- Etkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktif, Hareketli, Faal, İşleyen, Çalışan, Fail
- Ehemniyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önem
- Mezarcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gömütçü, Sinci
- Birikmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üşüşmek, Yığılmak, Yığışmak, Toplanmak
- Yemlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rüşvet
- Dumanlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karışmak
- Epistemoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi bilim
- İnşaatçılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapıcılık
- Sevatsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ümmi
- Suskun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ketum, Sessiz, Sükuti
- Takip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzleme, Kovalama, Kovuşturma
- Curcunalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ses
- Tazmin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödeme, Ödenek Verme
- Nasyonel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulusal
- Tekabül Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşılamak
- Sonuçlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bitmek, Neticelenmek, İntaç Edilmek
- Vira kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arasız
- Platonizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Platonculuk
- Zemmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kınamak, Kötülemek, Yermek
- Gümüşbalığı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aterina
- Şerare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıvılcım, Çakım, Çakın
- Kazıklı Humma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tetanos
- Tadil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değişke, Değişiklik
- Ulaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksetmek, Bulmak, Çatmak, Dayamak, Dayanmak, Değmek, Elde Etmek, Erişmek, Gelmek, Girmek, Gitmek, Göndermek, İnmek, Kavuşmak, Mazhar Olmak, Tutmak, Uzanmak, Varmak, Vasıl Olmak, Yansımak, Yetişmek, Yetmek
- Dokunmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ellemek, Batmak, Değinmek, Değmek, Dürtmek, Etkilemek, İlişmek, İlmek, Karıştırmak, Koymak, Sataşmak, Temas Etmek, Vurmak, Zarar Vermek
- Taziyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başsağlığı, Taziye
- Vekillik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakmanlık, Bakanlık, Vekâlet
- Mehterhane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hapishane
- Muadil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşit, Dengeşik, Denk, Eşdeğer
- Camız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Manda, Su Sığırı, Kömüş
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü