Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Konsept kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Görüş, Kavram, Tarz
- Havale kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ismarlama, Devretme, Yüzetme, Göçürme
- Tesadüfî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rastlantısal
- Küçük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ufak, Mini, Balaca, Mikro, Değersiz, Önemsiz, Bayağı, Enik, Ivır Zıvır
- Teveccüh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güler Yüz, Yakınlık Gösterme, Çevrilme, Yönelme, Sevgi, İlgi
- Selbetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapmak
- Damga kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşaret, Kaşe, Mühür, Nitelik, Nişan, Belirti, İz
- İğfal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aldatmak
- Tekmillemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamlamak
- Haşlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paylamak, Azarlamak, Dalamak
- Köpyak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ehram, Piramit
- Kanayaklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çaresiz, Kadın, Yoksul, Zavallı
- Undercover kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örtülü
- Nurlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aydınlık, Parlak
- Kazanç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkar, Ekmek, Hak, Hasılat, Kâr, Para, Yarar, Temettü
- Redüktör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İndirgeç
- Bildiriş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duyuru, İlan, Tebligat
- Suçlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabahatli, Mücrim
- Mürebbiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğitmen, Dadı
- Dayanışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Topluluk
- Fıkıh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İslam Hukuku
- Evvelden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskiden, Evvelce, Önceden
- Çıtırbom kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Türedi
- Karayanık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karakabarcık, Şarbon
- Kapasite kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sığa, Yeti, İmkânlılık, Kabiliyet, Yetenek
- Hiper kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırı
- Oflaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nefis, Enfes, Fevkalâde, Güzel, İyi, Mükemmel, Güzel
- Hüsün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzellik
- Kesene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözleşme, Mukavele; Abone
- Sömürge kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstemleke, Koloni
- Hezimete Uğratmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çommak, Ezmek, Sindirmek, Yenmek
- Ebr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulut
- Kökleşme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teessüs
- Hamil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Destek
- Rekabet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarışmak
- İstimzaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoklama
- İçermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havi Olmak, İhtiva Etmek
- Dayanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaslanmak, Abanmak, Çullanmak, Çekmek, Dinmek, Durmak, Gelmek, Gitmek, Götürmek, Güvenmek, Hazmetmek, Sabretmek, Ulaşmak, Varmak, Yetişmek, İstinat Etmek, İptina Etmek, Mukavemet Etmek, Tahammül Etmek
- Hukuki Mühlet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müruruzaman
- Savuşturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defetmek, Geçiştirmek, Savmak, Atlatmak
- Vikaye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koruma
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü