Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Muhbir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuğul, Haberci, Jurnalci, Ele Veren, İhbar Eden
- Adapte Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uymak
- Kraker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıtırdak
- Teşebbüs Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denemek, Girişmek, Koyulmak
- Göstermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklamak, Benzemek, Çıkarmak, İşaret Etmek, Tayin Etmek
- Santimantalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duygusalcı
- Zan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanı, Güman
- Zımbalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öldürmek
- Sagu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağıt, Mersiye
- Metamortizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başkalaşma
- Ziyasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karanlık
- Menşur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nişancı
- Bilim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi, İlim, Marifet
- Öykü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hikâye
- Hesaplanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hesaplı
- Kendi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öz, Özü, Zat
- Konsolos kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış İşleri Görevlisi, Elçi, Şehbender
- Piston kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İtenek, Arka, İltimas, Kayırıcı
- Biçare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zavallı, Çaresiz, Gariban
- Tapınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbadet Etmek, Çılgınca Sevmek
- Âşık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vurgun, Tutkun, Ozan, Sevdalı, Meşhur, Müptela, Yangın
- Arkadaşlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dostluk, Yârenlik, Yoldaşlık, Refiklik, Tomdaşlık, Hempalık, Omuzdaşlık, Ünsiyet, Şeriklik
- Pus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buğu, Sis, Ağartı
- Nalın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayaklık, Ayakman, Takunya
- Arada kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bazen, Kimi Kez, Ara Sıra, Zaman Zaman, Seyrek Olarak
- Bakir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı El değmemiş, Kullanılmamış, İşlenmemiş Toprak, Eskimemiş, Yıpranmamış, Yeni
- Canhıraş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acı, Üzücü, Yürek Paralayan, İç Acıtan, Kulak Tırmalayan, Tüyler Ürpertici
- Yanacak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakıt
- Mahpus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hapsedilmiş, Tutuklu, Hapis, Hapishane
- Gümrah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zinde, Bol, Sık, Çok, Gür
- Algı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alacak, İdrak, Kazanç, Rüşvet, Vergi, Anlama
- Azade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Serbest, Özgür, Erkin, Başıboş, Bağımsız
- Yarım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buçuk, Eksik, Noksan, Sakat
- Kefillik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kefalet
- Çeyrek Altın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çeyrek
- İlk Kânun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aralık
- Tapan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sürgü
- Derrace kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bisiklet
- Çelebi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Efendi, Terbiyeli, Centilmen
- Bekitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vakfetmek, Kapamak, Tıkamak
- Frape kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meşrubat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü