Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Paykamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamak, Bilmek, Düşünmek, Hissetmek, Sezmek, Ukmak
- Pisi Pisine kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boşuna
- Satvet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorlu, Sindirici Güç
- Oğan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tanrı
- Oyken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akciğer
- Gocunmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acışmak, Çekinmek, Kaçınmak, Üstüne Götürmek, Alınmak
- Fikrinden Taşınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Caymak
- Rüsva kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rezil
- Dava kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Celse, Sevgili, Sorun, Ülkü, Konu, Sav, Mesele
- Çok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırı, Fazla, Fena, Geniş, Hayli, İyi, Kötü, Mebzul, Öte, Pek, Sonsuz, Yığınla, Yoğun
- Selamünkavlen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Felç
- Basketbol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çembertopu
- Nihayet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Son, Sonunda
- Şişirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abartmak
- Manyak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşkün, Müptela
- Teokrasi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinerki
- Hasta Bakıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıp Bacısı, Tıp Kardeşi
- Salmalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Otlak
- Âdemiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnsanlık, Adamlık
- İstihkâmcılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstihkâm
- Bırakışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mütareke Yapmak
- Tartaklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hırpalanmak
- Pandül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarkaç
- Jen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gen
- Türkü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Halk Ezgisi
- Anaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İri, Kart, Kurnaz
- Vuraç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Raket
- Çıra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lamba
- Alenen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıkça, Açıktan
- Yakınlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hususiyet
- Vaki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olan, Olmuş, Koruyucu
- Sinyal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşaret, Çınav, Korna
- Yer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahal, Mekân, Orun, Alan, Arazi, Arsa, Arz, Belde, Bucak, Durum, Dünya, Görev, İz, Konum, Makam, Mevki, Mevzi, Nokta, Önem, Taraf, Ülke, Vaziyet, Yan, Zemin
- Arkaüstü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sırtüstü
- Fenalaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırlaşmak, Kötüleşmek
- Kökten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temelden, Cezri
- Muhabir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Salıkman, Bildirmen, Aytar, Haberci
- Neşriyat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yayın, Yayınevi
- Gerzek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geri Zekalı, Aptal
- Bileşim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terkip
- Tüp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tulum
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü