Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Restore Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onarmak
- Etkili Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapmak
- Godoş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pezevenk
- Tirbuşon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burgu
- Tahıldöven kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düven
- Düzeltmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onarmak, Toplamak, Yapmak
- Vazife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödev, Görev, İşlev, Vecibe, Yevmiye
- Bakmamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terk Etmek
- Karavaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kul, Cariye, Halayık
- Tecrit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalıtım, Yalıtım, İzolasyon, Soyutlama, Tekitme, Ayırma
- Nifak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçimsizlik, Anlaşmazlık, Ara Bozuculuk, Ayırga, Ara Açıklığı, Karıştırıcılık, İkiyüzlülük
- Esrarlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizemli, Esrarengiz
- Cuma Namazı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cuma
- Varlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mevcudiyet, Zenginlik, Servet, Hayat, Mal, Mülk, Ömür, Para, Sermaye, Üzeri, Vücut, Varsıllık, Variyet, Önemli, Yararlı, Değerli, Popülasyon
- Hükûmet Merkezi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başkent
- İncitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acıtmak, Batmak, Delmek, Kırmak, Rencide Etmek, Üzmek, Yaralamak
- İnzal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İndirme
- Durağan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sabit, Yerli, Hareketsiz
- Fos kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çürük, Temelsiz, Boş, Kof
- Dolu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Komple, Meşgul, Yoğun
- Plajirizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırmacılık
- Refahlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müreffeh, Rahat
- Uyanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirmek, Depreşmek
- Tevatür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söylenti
- Sosyo kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumsal
- Kutlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutlulamak, Tebrik Etmek
- Yalpak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalkavuk, Uçurum, Sokulgan
- Naziklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nezaket
- Afili kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişli
- Kinin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sulfata
- Sıla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gurbet, Vatan, Ulaşma, Kavuşma
- Nakışçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bezekçi
- Pasif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tepkisiz, Edilgen, Çekingen, Durgun
- Oran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nicelik, Nispet, Orantı, Tahmin, Tartı, Tenasüp, Tasın
- Masnu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzmece, Sahte, Uydurma, Yapma
- Dışa Vurum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İfade
- Kıssa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öykü, Fıkra, Hikaye, Veciz
- Örgütleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşkil
- Günü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haset, Kuma
- Fani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölümlü, Geçici, Kalımsız
- Tedirgin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Huzursuz, Bezmiş, Narahat, Rahatsız, Erinçsiz
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü