Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabut
- Vasıl Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatmak, Ulaşmak, Varmak, Yetişmek
- Hasta Bakıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıp Bacısı, Tıp Kardeşi
- Mortocu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmam
- Kombinezon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gömlek, Düzenleme, Tertip, Kolsuz Entari
- Aşkın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçkin, Üstün, Çok, Fazla
- Arzulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstek Duymak, Özlemek, İstemek
- İlişki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışveriş, Bağ, Bağlantı, İlgi, İlişik, Münasebet, Rabıta, Temas, Alaka
- Jandarma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıkgöz, Zaptiye, Korucu, Kolluk
- Tırmıklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tırmalamak
- Kavun İçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarımtıl
- Etraf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Civar, Çevre, Muhit, Ortalık, Yöre, Yanlar, Taraflar, Dolay, Yakınlar
- Pankart kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uranlık
- Fantastik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşlemsel, Düşsel, Hayal Ürünü, Hayali
- Hicvetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yermek
- Gökkuşağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alkım, Eleğimsağma, Ebemkuşağı
- Kuraştırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurgu
- Prensipli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkeli
- Merak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşkünlük, Heves, Kaygı, Tasa, Bilseme, Arzu
- İntibak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyma, Uyarlama
- Fiyaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Caka, Çalım, Edabazlık, Gösteriş, Lokalık, Afi
- İhtiyarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşlılık, Güçsüzlük, Zayıflık
- Merkez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Orta, Tarz, Biçim, Özek, İçre, Ortalık, Göbek, Mihrak, Odak
- Oluşturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşkil Etmek, Kurmak
- Gündizme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dallık, Takvim
- İkiyüzlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mürai, Riyakâr
- Kırılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alınmak, Azalmak, Darılmak, Gücenmek, İçerlemek, İncimek, İncinmek, Sınmak, Yatışmak
- Ucuzlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ucuzlaşmak
- Istırap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keder, Üzüntü, Acı
- Bahir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deniz
- Nişangâh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hedef, Bakıncak
- Büzüktaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafadar
- İptida kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlangıç, En Önce, İlk Önce, İlkin
- Pılı Pırtı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski Eşya, Eşya
- Eprimek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnhilal Etmek; Bozulmak; Yumuşamak; Erimek
- Atlama Beygiri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beygir
- Konuşamayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilsiz
- Müteyakkız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyanık
- Vatan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yurt, Sıla, Memleket
- Renk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nitelik
- İndifa Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Püskürmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü