Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Selemci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tefeci
- Ortalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevre, Etraf, Meydan, Piyasa
- Gönül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arzu, Can, Dil, Hatır, İçeri, İstek, Kalp, Karın, Sine, Yürek
- Gözyaşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaş
- Nadim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pişman
- Musiki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müzik
- Krater kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yanardağ Ağzı
- Parlamenter kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Milletvekili
- Bordro kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cetvel, Siyahe
- Deyiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üslup, İfade, Tabir, Telaffuz
- Beyin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dimağ, Akıl
- Çıvgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Filiz
- Müsait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun, Elverişli
- Lağ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alay
- Putrel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kirişlik, Bağlama
- Eleştirmen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münekkit, Tenkitçi, Eleştiri Yazan, Eleştirmeci
- Omur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fıkra, Fikar
- Beşeriyetçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnsancıl
- Hile kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Al, Dek, Dolap, Dolma, Dümen, Düzen, Entrika, Fesat, Fırıldak, Foya, Kapan, Külah, Mekir, Nakış, Olta, Oyun, Şaibe, Tertip, Desise, Aldaç
- Önyargı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Peşin Hüküm (önyargı >> doğrusu >> ön yargı)
- Kesinti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fasıla, Tutma, Tutulma, İnkıta
- Rantabl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Getirimli, Verimli, Kazançlı
- Mucur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kömür Kırığı
- Feodalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derebeylik Sistemi
- Kolluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Manşet; Polis Veya Jandarma, Zabıta
- Söve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çerçeve
- Yer Biçimleri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engebe
- Hasbihal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söyleşi, Sohbet
- Didişmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uğraşmak
- Meyus Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzmek
- Mütebessim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güleç, Gülümseyen
- Yargı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hüküm, Karar, Kaza, Mahkeme
- Çıkışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Sövmek, Tanlanmak, Yetmek
- Lahut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutsal
- Şişlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şiş
- Addetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saymak, Öyle Saymak, Öyle Kabul Etmek
- Nesil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Döl, Ev, Göbek, Kuşak, Tohum, Üren, Soy
- Şirin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aziz, Hoş, Melahatli, Sevimli, Tatlı, Cana Yakın
- Bön kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahmak, Budala, İnek, Saf, Aptalca
- Güney kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cenup
- Mahrumiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksunluk
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü