Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tepecik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümsek
- Post kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Makam, Orun
- Otopsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açma
- İçsel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dahili
- Yalnızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vahşet, Kimsesizlik, Issızlık
- Fiilimsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eylemsi
- Zatî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kişisel, Özel, Doğrusu, Aslında, Esasen
- Narenci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Turuncu
- Müdebbir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedbirli
- Rezalet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kepazelik, Maskaralık, Rezillik, Skandal, Laskaralık
- Kaldığında kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kala
- Sağlığını Bozmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dokunmak
- Azgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azmış, Azılı, Coşmuş, Taşmış, Ele Avuca Sığmaz, Haşarı
- Atalet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tembellik, İşsizlik, İşsiz Kalma, Gevşeklik, Uyuşukluk, Süredurum, İşlemezlik, Dinginlik, Durağanlık, Hareketsizlik
- Eğitimci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terbiyeci, Pedagog
- Genişlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tevessü Etmek, Ferahlamak, Büyümek, Gelişmek, Kabarmak, Şişmek
- Bunaltmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boğmak, Sıkmak
- Mükâleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşma
- Kart kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşlı, İhtiyar, Bayat, Kartpostal, Köhne
- Rezistans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direnç
- Çevre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Âlem, Belde, Çember, Daire, Dolayı, Dünya, Etraf, Hava, Muhit, Ortalık, Ufuk
- Enselemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakalamak, Tutmak
- Oyulmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hakkedilmek, Kazıklanmak
- Oturma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstikrar
- Sevecen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şefkatli, Mihriban, Müşfik
- Politik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Siyasal, Siyasi
- Solmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atmak, Ölmek, Pörsümek
- Ayıp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kusur, Eksiklik, Leke, Damga, Utanç Verici, Noksan, Uygunsuz, Kötü, Şaibe
- Konuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mesken, Misafir, Mihman
- Mübarek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutlu, Kutsal, Verimli, Bereketli, Uğurlu, Hayırlı
- Vuruş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Darbe, Tempo
- Afsun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyü, Sihir, Efsun, Füsun, Bağı
- Envestisman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yatırım
- Perişan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Berbat, Dağınık, Harap, Karmakarışık, Pejmürde, Perakende, Zavallı, Bozgun, Ezgin
- Açık Saçık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Edepsiz, Müstehcen
- Yasama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanunvericilik, Teşri
- Âşıktaşlık Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oynaşmak
- Test kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deney, Sınav, Sınama, Araştırma
- Nazir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benzer, Eş, Örnek
- Çala Çukur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şarampol
- Takanak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alacak, Borç, İlişki, Takıntı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü