Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
ivi ile ilgili kayıtlı bilgi bulunamadı!
- İmtihan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınav, Sınama
- Dikta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buyruk
- İğrendirici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pis
- Bağıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akit, Sözleşme
- Getirtmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Celbetmek
- Tenezzül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçalma, (Fiyat) Düşme, Gönül İndirme
- Gül Destesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buket
- Dönüşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevrilmek, Dönmek, Girmek, Tahavvül Etmek
- Mevt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölüm
- Alkolik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarhoş, İçkici
- Acıkmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acmak
- Hane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basamak, Ev, Göz, Konut
- Duyuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şiar, İntiba
- Ebedi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sonsuz, Bengi, Ölümsüz, Bitmeyen
- Haysiyetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onurlu, Kişilikli
- Velinimet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ana, Halaskâr, Hami, Havadar, Bağışçı
- Oyun Ebesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ebe
- Yalpak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalkavuk, Uçurum, Sokulgan
- Sahih kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağlam, Doğru, Gerçek
- Sinirce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinir Hastalığı, Nevroz
- Kösele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gön
- Dağıtıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müvezzi; Distribütör
- Pisik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göcen, Kedi
- Karşı Durmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direnmek, Göğüslemek
- Gezinmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaşmak, Eğlenmek
- Şartlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koşullu, Koşula Bağlı, Meşrut
- Mağlup kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yenik
- Güdülebilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güdümlü
- Tümsekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dışbükey, Kabarık
- Ceberut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acımasız, Merhametsiz, Zorba
- Şu Denli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çok, Fazla
- Plaj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kumsal, Çimerlik, Kumluk
- Temin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnanç Verme; Sağlama, Gerçekleştirme, Elde Etme
- Müsteşar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakan Yardımcısı, Yönetken
- Cıvık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sulu, Gevşek
- Sonra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteakiben, Keyin, Bilahare, İleri
- Saldırgan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mütecaviz, Tecavüzkar
- Gerilim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tansiyon
- Hapsetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alıkoymak, Engellemek, Kapamak, Sınırlamak, Tutuklamak
- Değerli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Altın, Kalburüstü, Kibar, Kıymetli, Muteber, Saygınlık
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü