Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
İnzibatsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başıboş
- Ağir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağır, Değerli
- İrsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kalıtımsal
- Yarık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Patlak, Yara
- Örek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duvar, Yapı, Bina
- Bilim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi, İlim, Marifet
- Tevdi Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Vermek
- Domur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabarcık, Tomurcuk
- Dandik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzmece
- Tapınak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mabet
- İmtihan Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denemek, Sınamak
- Sarsılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deprenmek, Irgalanmak, İrkilmek
- Anavatan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anayurt
- İşleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nakış
- Devrolmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Bayağılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adilik, Alçaklık
- Bölümlendirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınıflandırma
- Kesin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kati, Kesinlikle, Mutlak, Değişmez, Maktu
- Süs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şatafat, Bezek, Ziynet
- Mütehevvir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızgın
- Halt Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabahat Etmek, Sefihlemek
- Bilumum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bütün, Hep, Kamu
- Reze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Menteşe
- Gına kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usanç, Bıkma, Bolluk, Yetinme
- Kötü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acı, Aşağı, Aşırı, Berbat, Çok, Döküntü, Duman, Fena, İbret, Kaba, Kaput, Kara, Kör, Melun, Nadan, Nahoş, Pis, Sıfır, Şer, Tehlikeli, Yaman, Yaş, Endişe Veren
- Sergileme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşhir
- Sahtekârlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yolsuzluk
- Kapsamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havi Olmak, İhata Etmek, İhtiva Etmek, Şamil Olmak
- Tevzi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dağıtma, Üleştirme, Tevziat, Yaydırma, Yayma
- Direktör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönetici, Yönetmen, Müdür
- Antrakt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ara
- Kamp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oba
- Gözdağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tehdit, Korkutma, Yıldırmak
- Kesintisiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmadan, Tam
- Müşteki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şikayetçi, Yakınan, Sızlanan
- Sayışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hesaplaşmak, Takas Etmek
- Sümsük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yumruk, Uyuşuk, Miskin, Miskince Aptal
- Sahur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Obaştanlık
- Küçüksemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstisgar Etmek
- Terör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedhiş, Yıldırma, Yılgı, Korkutma, Yıldın, Tedhiş
- Düşüncesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasasız, Kaygısız, Fikirsiz
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü