Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Adamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Niyet Etmek, Ayırmak, Nezretmek, Vadetmek
- Keçiboynuzu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harup
- Layık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakışır, Yaraşık, Müstahak, Şayan, Yaraşan, Değimli
- Tebahhur Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçmak
- Birincil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ana, En İlk
- Tutumsuzluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İsraf
- Tahallüs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahlas
- Erir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münhal
- Albastı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Loğusa Humması
- Erimek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bitmek, Tükenmek, Yok Olmak
- Gösterge kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belirti, İm, İşaret, Nişan, İndikatör, Müşir, Belirtke
- Tazeleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlanmak, Gençleşmek
- Anaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İri, Kart, Kurnaz
- Garanti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teminat, Güvence
- Cep Faresi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yankesici
- Güvenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanmak, İnanmak, İtibar Etmek, İtimat Etmek
- Çalkı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tırpan
- Zorlayış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cebir
- Sözcük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kelime, Lügat, Söz
- Yaşamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmak, Duymak, Geçinmek, Geçmek, Görmek, Hissetmek, Kalmak, Oturmak, Hayatta Olmak, Sürdürmek, Eğleşmek, Keyif Sürmek, Ömür Sürmek
- Durgunlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakinleşmek
- Kanun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasa
- Eksen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çizgi, Dingil, Mihver, Ok
- Vaiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğütçü
- Cenin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dölüt
- Kıygın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mağdur
- Kabakki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sabık
- Yakıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakacak, Yanacak
- Ölçü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyut, Çap, Değer, Ebat, İtibar, Miktar, Mikyas, Miyar, Ölçüt, Tartı, Vezin
- Meyyit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölü
- Mevlüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğum
- Dokunmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ellemek, Batmak, Değinmek, Değmek, Dürtmek, Etkilemek, İlişmek, İlmek, Karıştırmak, Koymak, Sataşmak, Temas Etmek, Vurmak, Zarar Vermek
- Doğrulmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönelmek, Düzelmek, Kalkınmak, Kalkmak
- Kamera kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınalga, Alıcı, Kameraman, Almaç, Kameriye, Çardak
- Beyazlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağarmak, Beyazlaşmak
- İmar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abadanlık, Abatlık, Bayındır, Bayındırlık
- Emniyyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvenlik
- Havandeste kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havaneli
- Jurnalci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gammaz, Muhbir, Fitleyici
- Kolesterol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödyağı
- Kitabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazıt
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü