Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Aldanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yanılmak, Aldatılmak, Atlamak, Avunmak, Kanmak, Yutmak
- Kör Körane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Kapalı
- Lakap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takma Ad, Müstear
- Mücahit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Din Savaşçısı
- Çizge kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Grafik
- İktisatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekonomist
- Oluşturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teşkil Etmek, Kurmak
- Perçem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kâkül, Yele, Saç Tutamı
- Binnetice kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nihayet
- Sorumak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Emmek
- Yâd Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anmak, Hatırlamak
- Mangal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Közlük, Korluk
- Sıvı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mayi, Likit
- Mismar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çivi, Mıh
- Piyasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortalık, Pazar, Çarşı Fiyatı
- Akşamcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarhoş
- Galiba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtimal Ki, Olabilir Ki, Görünüşe Göre, Anlaşılan, Kuvvetle Sanılır Ki
- Sıkıntılı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Dar, Dumanlı, Kara
- Üçteker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Triportör
- İstibdat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baskı, Zorbalık, Sınırsız Monarii, Despotluk, Keyfe Bağlı Yönetim
- Okşamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benzemek, Sevmek, Sıvamak, Sıvazlamak, Dövmek, Övmek
- Dökmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıtmak, Açıklamak, Açığa Vurmak, Bırakmak, Boşaltmak, Düşürmek, Harcamak, İfşa Etmek, Kullanmak, Ödemek, Saçmak, Salmak, Sarf Etmek, Serpmek, Söylemek, Taşımak, Yakmak
- Bilici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alim
- Yevmiyeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gündelikçi
- Kaldırım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seki, Tretuvar
- Kafa Dengi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafadar
- Santrifüj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özekkaç
- Tanık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şahit
- Destan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koçaklama, Boy, Epope
- Geçinme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçim, Maişet
- Yanlışlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cürüm, Hata
- Sekte kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durma, Durgu, Bozukluk, Duruş, Felç, Ket, Kesintiye Uğrama, Kesilme
- Yaşayan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlı
- Mücrim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçlu
- Babasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetim
- Afra Tafra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalım, Çalımla, Fiyakayla, Gösterişle
- Salhane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanara
- Larva kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurtçuk
- Softa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağnaz, Yobaz
- Yük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bagaj, Kargo, Külfet, Ağırlık, Denk, Engel, Eşya, Gaile, Yüklük, Ödev
- Yeleken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havadar
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü