Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Engebelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engebe
- Mukavim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanıklı, Güçlü
- Ustalıklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usturuplu
- Muallim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoca, Okutman, Öğretmen
- Zırlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zırıldamak
- Samimilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçtenlik, Samimiyet
- Yeter kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kâfi, Yetişir, Yeterli, Bes
- Mukaddema kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskiden, Evvelce, Önce
- Vakıf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilen, Farkında Olan
- Bakılırsa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göre
- Taç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yan
- İleride kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelecekte
- Üstün Tutmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak
- Sismoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deprembilim
- Şebeke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağ, Kanalizasyon, Kuldur Destesi, Örgüt, Kimlik Kartı
- İçin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Diye, Göre, Hakkında, Karşı, Özgü
- Ölümlülük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fena
- İlişki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışveriş, Bağ, Bağlantı, İlgi, İlişik, Münasebet, Rabıta, Temas, Alaka
- Ülser kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yara
- Sair kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başka, Diğer, Öteki, Öbür
- Kısıtlanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısıtlı
- Ekseri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çoğu, Genellikle
- Parlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parıldamak, Şahlanmak, Şıkırdamak, Yanmak
- Beşaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müjde, Muştu
- Öbürü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başkası, Diğeri, Öteki, Özgesi
- Bedevi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göçebe
- Ukala kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgiç
- Transit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmadan, Durmaksızın
- Aydın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Entelektüel, Münevver, Kültürlü, Okumuş, Görgülü, İleri Düşünceli, Işık Alan, Işıklı, Aydınlık, Sarih, Somut, Vazıh, Veciz, Ziyalı
- Odur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşte
- Tokatlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şapalaklamak
- Tarım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekincilik, Kültür, Ziraat
- Ufak Tefek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük, Zayıf
- Ağlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sızlanmak, Viyaklamak, Yakınmak
- Yavaşlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tavsamak
- Düşünücü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünür
- Zımbırtı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zırıltı
- Cimri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pinti, Hasis, Eli Sıkı, Ekti, Kısmık, Nekes, Sıkı, Varyemez
- Merhamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acıma
- Tutulmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanmak, Kesilmek, Olmak, Sevmek
- Verecekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Borçlu
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü