Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Gerekseme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtiyaç
- Toz Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaçmak, Uzaklaşmak
- Muallime kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğretmen (Bayan), Bilimci
- Harbi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Askerî, Doğru, Mert, Temiz
- İçgüdü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnsiyak, Şevki Tabii
- Sıralamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saymak, Sıraya Koymak
- Doğramak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesmek, Parçalamak, Dilimlemek
- Muhasebeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sayman
- Teşrikimesai kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Emektaşlık, İş Birliği
- Komünist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızıl
- Söz Gelişi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mesela, Örneğin, Söz Gelimi, Temsil
- İhtiras kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutku, Arzu
- Dirayet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetenek, Beceriklilik, Seziş, İktidar, Kabiliyet, Zekâ
- Direksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönelteç
- Hır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kavga, Dalaş
- Sıyanet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korumak
- Nanemolla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üşengeç, Beceriksiz, Dayanıksız
- Kadim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski, Ezelî, Aşnı, Bayrı, Çoktan Ki
- Perdah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parlatma
- Başsağlığı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taziye
- Hakça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğrulukla
- Halk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahali, El, Kamu, Folk
- Esrar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sırlar, Gizler; Duman, Keyif, Maden, Mal, Ot, Uyarıcı, Sarhoş Edici, Uyuşturucu Zehir
- Ezcümle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısaca, Başlıca, Belli Başlı Olarak, Esas Olarak; Örnek Olarak
- Anayasa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esas, Esas Kanun, Konstitüsyon, Temel
- Zındıklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinsizlik
- Münferit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tek, Ayrı, Tekil, Bireysel, Yalnız, Kendi Başına
- İnhitat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çökmek, Gerilemek
- Denektaşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mehek Taşı, Mihenk
- Narkotik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuşturucu
- Enformatik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgiişlem
- Gezmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seyran Etmek, Dolaşmak, Başvurmak, Bulunmak, Dolanmak, Gitmek, Görmek, Yürümek
- Ahunt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoca
- Sadeleştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalınlaştırmak
- Provoke Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kışkırtmak
- Alaşağı Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atmak, Kovmak
- Teveccüh Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yönelmek
- İlgilenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alakalanmak, Bakmak
- Orostopolluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalavere, Dolap
- Vuruşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çarpışmak, Savaşmak, Dövüşmek
- Ponzalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ovmak, Temizlemek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü