Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Haat ile ilgili kayıtlı bilgi bulunamadı!
- Giyecek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giysi, Kıyafet, Elbise, Giyim, Giyinecek, Paltar, Üst
- Sesli Uyumu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ünlü Uyumu
- İbare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözce
- Çör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hastalık; Şeytan; Diken
- Kesmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak, Azaltmak, Biçmek, Bölmek, Dayandırmak, Doğramak, Durdurmak, Gidermek, Kararlaştırmak, Kırpmak, Kötülemek, Parçalamak, Susmak, Yontmak
- Riziko kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Risk, Çekince
- Munsap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağız, Kavşak
- Sehven kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yanlışlıkla
- Ayın On Dördü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolunay
- Yaralı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecruh
- Cürmümeşhut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçüstü
- Yek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir, Tek
- Eleştirmeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Münekkit, Tenkitçi
- Ulusallık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Milliyet
- Halûk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahlaklı
- Gıcırı Bükme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamsız, Yersiz, Zoraki
- Transit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmadan, Durmaksızın
- Üretim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstihsal, Kuruluş
- Mührelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzeltmek
- Problemli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sorunlu
- Tahassun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sığınma
- Nümayende kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Delege, Temsilci
- Temkinli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağırbaşlı, Ilımlı, Ölçülü, Sakınımlı
- Göçebe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhacir, Göçer
- Hilekârlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolandırıcılık
- İnanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mümin
- Topal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksak
- Güreşçi Köprüsü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köprü
- Sağlıklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıhhatli, Dimdik, Doğru, Esen, Gerçek, Güvenilir, İyi, Sağlam
- Hamule kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yük
- İhtar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hatırlatma, Uyarma, Haberdarlık, İkaz, Uyarı, Anımsatma, Dikkat Çekme, Uyartı
- İntisap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlılık, Taraftarlık
- Grado kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derece
- Rençper kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çiftçi, Irgat, Gündelikçi, Eğner, Tarım İşçisi
- Tiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnce, Keskin (Ses)
- Talkın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğüt, Telkin
- Ata Ana kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ebeveyn
- Farenjit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yutak Yangısı
- Lağvedilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaldırılmak; Geçersiz Kılınmak, Feshedilmek
- Meşgul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolu
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü