Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Hemoroit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basur
- İlke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Prensip, Kural, Yöntem, Esas, Umde, Unsur, Öge, Temel, Kanış
- Nadiren kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seyrekçe, Tek Tük, Seyrek
- İnsan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Can, Fert, Adam, Beşer, İn, İnsanoğlu, İsim, Kişi, Ölümlü, Sima
- Bereketlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artmak, Çoğalmak
- Bed kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kötü, Çirkin, Tuhaf
- Veda Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vedalaşmak
- Sızanak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sivilce
- Şergil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haşarı, Yaramaz, Baş Belası
- Giderilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkmak
- Japongülü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamelya
- Huysuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksi, Çakal, Geçimsiz, Suratsız, Şirret, Ters, Yaman, Yolagitmez
- Geçme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçiş, Transfer
- Tömsü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dışbükey
- Ceylan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geyik, Ceren, Ahu
- Ekran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüntülük
- Hayat Dolu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlı, Neşeli
- Ait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlgilendiren, İlişkin, İlişik, İlgili, Değgin
- Tamamı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hepsi, Tüm
- Şarkşinaslık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şarkiyat
- Teslim Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bırakmak, Devretmek, Terk Etmek
- Sonratmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ertelemek, Tecil Etmek
- Hiddetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öfkeli, Kızgın
- Bad kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rüzgâr
- Kapsamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Havi Olmak, İhata Etmek, İhtiva Etmek, Şamil Olmak
- Yalnızca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ancak, Sadece, Salt, Sırf, Tek, Yalnız
- Kıyamet Günü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıyamet
- Araştırıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meraklı, Mütecessis
- Vazife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödev, Görev, İşlev, Vecibe, Yevmiye
- Yad kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özge, Yabancı
- Haberli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Salıklı, Agâh, Haberdar
- Ufak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçük, Mikro
- Simsiyah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kapkara
- Duyulan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahsus
- Çıkarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dışarı Atmak, Sökmek, Koparmak, Neşretmek, Anlamak, Atmak, Boşaltmak, Bulmak, Elde Etmek, Gidermek, Giysi, Göndermek, Göstermek, Hatırlamak, Kazımak, Sağlamak, Sezmek, Soymak, Söylemek, Sunmak, Yapmak, Yayımlamak, Yollamak
- Doygu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rızık
- Arzulamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstek Duymak, Özlemek, İstemek
- Müzayaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı
- Değerbilir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyilikbilir, Kadirbilir, Kadirşinas
- Yırtıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahir, Vahşi, Müfteris
- Kuldur Destesi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çete, Şebeke
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü