Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Kenef kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Berbat, Pis, Tuvalet, Ayakyolu
- İtaatkârlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teslimiyet
- Yanmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kebap
- Çolpa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beceriksiz, Hünersiz, Acemi
- Miskinlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mıymıntılık, Uyuşuk
- Genelleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamim
- Mucrim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suçlu
- Çöreklenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmak, Yayılmak, Çökmek, Çömelmek, Yerleşmek
- Dingin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Sakin, Yorgun, Kımıldamayan, Mecalsiz
- Asitane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstanbul
- Istılah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terim
- Sevatsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ümmi
- Şetaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neşe, Sevinç, Şenlik
- Büyülemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayran Bırakmak, Efsunlamak, Cadılamak, Sihirlemek, Teshir Etmek
- Gaga kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağız, Dimdik
- Aranjör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzenlemeci
- Depozito kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnanca Akçası, Güvence
- Sağlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedarik, Temin
- Rehin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutu
- Parafin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beyaz
- Fukaralık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksulluk, Güçsüzlük
- Şive kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söyleyiş, Ağız, Diyem, Eda, Naz
- Erinçsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahatsız
- Vesile kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neden, Fırsat, Tav, Anahtar, Bahane, Münasebet, Sebep
- Tasfiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arıtma, Temizleme, Ayıklama, Özleştirme
- Barınak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ev, Yurt, Barı, Melce
- Fezleke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hülasa, Özet
- Büyüklenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burun, Gurur, Kasıntı, Kibir, Kurum, Tavır, Tekebbür
- Ekstrem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırı, Uç, En Uç, En Son; Aşırı, Müfrit
- Alışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Isınmak, İntibak
- İhtiyat Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakınmak
- Korumacılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Himayecilik
- Benzemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Andırmak, Okşamak, Sanısını Uyandırmak, Gibi Görünmek, Çalmak, Dönmek, Göstermek, Kaçmak, Kesilmek, Yaklaşmak
- Temdit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzatma, Sürdürme; Sulandırma, Seyreltme
- Derhâl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabucak
- Çıncalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elektronik
- Esasi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temel, Asal, Esas
- Kuşatan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sapan
- Playmaker kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oyun Kurucu
- Kızgın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Hırslı, Sert
- İktidar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güç, Dirayet, Hükûmet, Kifayet, Kudret, Erk
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü