Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Kesat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seyrek, Durgunluk, Yokluk, Kıtlık
- Şöhretsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ünsüz
- İşaretleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmleme, İma
- Tasrif Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekmek
- Çodar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Celep
- Çelişme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tenakuz
- Dayanabilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanıklı
- İzinli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mezun
- Ziya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işık, Aydınlık, Nur
- Açım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açma
- Mahlul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harç
- Encam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelecek, Akıbet, Son, İşin Sonu
- Kaynak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asıl, Bulak, Göz, Hazine, Kaynama, Kök, Memba, Menşe, Pınar, Kaynarca
- Enformatik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgiişlem
- Arkeolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazı Bilimci
- Dermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derlemek, Toplamak, Teker Teker Toplamak, Devşirmek
- Triko kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örgü
- Sütliman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Sakin, Sakit, Gürültüsüz, Olaysız
- Dayandırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesmek
- Keş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Ayyaş, Esrarkeş
- Genişlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tevessü Etmek, Ferahlamak, Büyümek, Gelişmek, Kabarmak, Şişmek
- Faraziye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Varsayım, Hipotez
- Darmaduman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karmakarışık
- Valör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlam, Değer
- Karşılaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buluşmak, Çatmak, Görmek, Rastlamak, Rastlaşmak
- Az Çok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oldukça
- Gri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boz, Boz Renk, Kül Rengi, Kır
- Fare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıçan
- Boysuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tıknaz, Bodur, Bacaksız, Bastıbacak
- Satıcılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayilik
- Menopoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Âdetten Kesilme, Yaş Dönümü, Âdetgörmezlik
- Kırpmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesmek, Kırkmak
- El Ulağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yamak, Yardımcı
- Belalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yorucu, Üzücü, Can Sıkıcı, Kavgacı, Şirret
- Hiddetlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kızmak, Öfkelenmek
- Konu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bahis, Husus, İş, Laf, Mevzu, Sayfa, Sermaye
- Toplanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şişmanlamak, Üşüşmek, Yığılmak
- Başlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girişmek, Harekete Geçmek, Muameleye Koymak, Almak, Atılmak, Doğmak, Gelmek, Girmek, Kalkmak, Koyulmak, Olmak, Oluşmak, Tutmak
- Klişe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baskı Kipi, Basmakalıp
- Kullanımda Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçmek
- Bozuk Para kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Bozukluk
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü