Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Kolektivist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortaklaşacı
- Patadan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ansızın
- Durum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır
- Duman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esrar, Kötü, Tütsü, Tütün, Yaman
- Endüksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tümevarım
- Toprak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arazi, Kara, Ülke, Zemin, Bölge, Tarla
- Kadit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İskelet
- Yetirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdare Etmek, Tamamlamak
- Numan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kan
- Nevroloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinirbilim
- Sanı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zan
- Küfürbaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sövgücü, Sövüşçül
- Bilisiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgisiz, Cahil
- Kaolin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arı Kil, Akcilim
- Varlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mevcudiyet, Zenginlik, Servet, Hayat, Mal, Mülk, Ömür, Para, Sermaye, Üzeri, Vücut, Varsıllık, Variyet, Önemli, Yararlı, Değerli, Popülasyon
- Isırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalamak, Dişlemek, Yemek
- Üstenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taahhüt Etmek
- Danışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konuşmak, Müracaat Etmek, İstişare Etmek
- Cingöz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıkgöz, Uyanık, Hiç Aldatılamayan
- Mihmandar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Konukçu
- Zir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alt, Aşağı
- Mücadele Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çatışmak, Güreşmek, Savaşmak, Uğraşmak
- Kayar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pay
- Çakı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cep Bıçağı
- Meğer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meğerse, Oysa, Oysaki, Sen Deme
- Kara Tahta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Levha, Tahta, Yazı Tahtası
- Hayâ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Utanç, Utanma, Sıkılma, Ut, Utanma Duygusu
- İspit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Jant
- Camekan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sergen, Vitrin, Camlık , Göstermelik, Gözlük
- Fener kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Askı
- İttihaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutma
- Gereksemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhtaç Olmak
- Basma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gübre, Matbu, Tezek
- Bağıntı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nispet, Görelik, İzafet, İzafiyet, Bağlılık
- Huzme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Demet, Işın Demeti
- Çöplük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mezbele
- Borcu Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkmale Kalmak
- Nakliyat Değişmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarma Yapmak
- Tıp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hekimlik, Sağlıkbilimi, Otacılık
- Muahede kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Antlaşma
- Çarpıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saptırmak, Eğriltmek, Yamultmak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü