Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Koyuntu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keder, Sıkıntı, Üzüntü
- Bıkkın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Usanmış, Bezmiş, Yanık
- İliştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asmak, Takmak
- Kaynaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birleşmek, Sıkı Fıkı Olmak, Hareketlilik, Hareket Etmek
- Mezelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çerezlik
- Verimsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boş, Çorak, Kısır, Sıfır, Yetersiz
- Klarnet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gırnata
- Aksilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terslik
- Muhteşem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, Görkemli, Gösterişli, Büyük Ve Göz Alıcı
- Sıkıntılar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teessürat
- Muhtaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksul, Fakir, Gereksinimli, Eksikli
- Kalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksik, Kalmış, Noksan
- Gün Batımı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gurup
- Gömüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sin, Mezar, Metfen, Makber, Kabir
- Mütalaa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değerlendirme, Düşünce, Görüş, Müzakere, Ders Çalışma, İrdeleme, Fikir, Oy
- Elvermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetmek, Uymak, Uygun Görmek, Kifayet Etmek
- Endüstrileşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanayileşmek
- Didişimcilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eristik
- Kodaman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük
- Saftirik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acemi, Budala, Saf
- Tesviye Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödemek, Vermek
- Tutanak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zabıt, Zabıt Ceridesi, Zab Varakası, Rapor, Mazbata
- Kümbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kubbe; Kabartı
- Naşi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ötürü
- İzole kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalıtılmış
- Sofi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derviş, Gizemselci, Mutasavvıf
- Bilim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi, İlim, Marifet
- Sökel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta, Malul, Güçsüz
- Yargılama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eleştiri, Muhakeme
- Vesikalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Belgelik
- Eğrim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğri, Su Çevrintisi, Girdap
- Kâhin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Medyum, Bilici
- Öfke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ateş, Gazap, Hiddet, Hırs, Hışım, Sinir, Kızgınlık
- Haydut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşkıya, Harami, Kuldur, Şaki, Kır Hırsızı, Yol Kesici
- Rahim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acıyan, Merhamet Eden, Acıma; Balalık, Karın, Uşaklık, Dölyatağı
- Doğallıkla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabii
- Çareli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Umarlı
- Umursamaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önemsemez, Lakayıt
- Paralamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parçalamak
- Tahdit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahdutlaştırma, Sınırlama, Çevreleme, Buçlama, Belli Etme, Belirleme
- Biçim Birimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Morfem
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü