Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Munsap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağız, Kavşak
- Abuk Subuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anlamsız, Saçma Sapan, Boş (Söz), Herze, Abuk Sabuk
- Teşri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasama
- Tekellüf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gösteriş
- Hafi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizli, Saklı
- Akabinde kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arkasından, Hemen Arkadan, Ardından, Hemen Ardından, Hemen Arkasından
- Koyu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derin, Katı, Tok, Yoğun
- Sanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bellemek, Bilmek, Ummak, Zannetmek, Tahmin Etmek
- Kalem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çeşit, Tür, Yazar
- Kesafet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çokluk, Yoğunluk
- Anıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abide, Estelik
- Uzaklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Iraklık, Açıklık, Mesafe
- Gammazlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuğullamak, Kötülemek, Satkınlık Etmek
- Kederli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acılı, Acıklı, Tasalı
- Başkaldırı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İsyan, Ayaklanma, Kalkışma, Başkaldırma, Karşı Gelme, Kozgalan
- Öğretim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahsil, Talim, Tedrisat
- Faydasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nafile, Yararsız
- Çavlan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çağlayan, Şelale
- Yağsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnce, Zayıf
- Kaynama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Feveran, Galeyan, Kaynak
- Anlaşılmaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karışık, Muğlak, Tuhaf
- Emreylemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buyurmak
- Öğrenek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbret
- Zorlukla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güç
- Süratli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hızlı, Seri, Tez, Çabuk
- Filolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilbilimci
- Hilal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayça, Yeni Ay
- Misk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mis
- Keyifsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Rahatsız
- Prova kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deneme, Sınama, Yoklama, Pruva
- Yararlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarar Sağlayan, Yararı Olan, Yarayışlı, Nafi, Avantajlı, Faydalı, Hayır, İyi, Olumlu
- Zebunlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zayıflamak
- Hür kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azat, Bağımsız, Erkin, Özgür, Serazat, Serbest
- Teltik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hata, Yanlış
- Haysiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değer, İtibar, Onur, Saygınlık, Şeref, İtibar, Yalım, Iz Saygısı, Aygınlık
- Epeyice kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Epey
- Asamble kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurul, Meclis
- Tanrı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Allah, Hak, İlah, Yaradan
- Sessizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sükûnet, Sükût
- Sağımlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağmal
- Hap Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yemek, Yutmak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü