Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Nekbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşkünlük, Talihsizlik
- Üstüne Düşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durmak
- Zarar Ederek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zararına
- Tasallut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarkıntılık, Sataşma
- Mezat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açık Artırma
- Metafor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecaz, Uçlam, Eğretileme
- Nesir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düz Yazı, Düzyazı
- Belik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örgü
- Sahife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sayfa
- İma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üstü Kapalı, Anlamlı, Belirsiz, İham, İşare, Kinaye, İşaretleme, İhsas, İmleme, Anlaştırma, Dolaylı Olarak Anlatma
- Mamacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ebe
- Huruç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkış, Göç
- Telesik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acele, Palas Pandıras
- Şehamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yiğitlik
- Dalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cummak, Uyuklamak, Uyumak
- Yedmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekmek, Yedeğinde Götürmek
- Büyük Ana kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük Anne
- Şiveli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazlı, Edalı
- Serseri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Avare, Aylak, Başıboş, Kuşkulu, Hayta
- Mecelle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kitap
- Deminki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayakki
- Saksı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baş, Kafa
- Çoğun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sık Sık, Ekseriya
- Mucip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerektirici
- Ademiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yokluk
- Zulmet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karanlık, Zifiri
- Fuzuli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yersiz, Gereksiz, Boşuna, Haksız, Sürevsiz
- Vuzu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Abdest
- Otopsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açma
- Gözlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırmak, Beklemek, Gözetlemek, İncelemek, İzlemek, Kollamak, Korumak, Müşahede Etmek, Tarassut Etmek, İntizar Etmek
- Kalıç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Orak
- Samut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suskun
- Göz Doktoru kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözcü
- Yüksek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Faik, Güçlü, Koca, Yüce
- İsticar Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kiralamak
- Nöbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defa, İş, Kez, Sıra, Keşik, Kezik, Gezek, Yüksek Ateş
- Çalgılı Çağanaklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neşeli
- Adamyiyen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yamyam
- Sıra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aralık, Dizi, Düzen, Gün, Hiza, Nöbet, Rabıta, Saf, Silsile
- Dayanan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstenit
- İktibas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ödünç Alma, Aktarma; Alıntı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü