Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Parlamento kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamutay
- Lala kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dadı, Daye
- Dal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kol, Bölüm, Arka, Boyun, Branş, Budak, Çıplak, Ense, İhtisas, Omuz, Şube, Yalın, Birlik, Sırt, Düz
- Örek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duvar, Yapı, Bina
- Şarap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çakır
- Rehin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutu
- Yormak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üzmek, Sıkıntıya Sokmak
- İradeli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstençli
- Ağırlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkram, İzaz
- Koltuklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pohpohlamak
- Cihat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Din Savaşı, Gaza, Savaş, Harp
- Nakil Aracı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıt
- Başkalaşım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstihale, Metamorfizm
- Korumacılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Himayecilik
- Sallasırt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sırtına Almak
- Biçimsel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şeklî
- Büküm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kat, Kıvrım
- Anane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelenek, Örf
- Çiğin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Omuz
- İs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurum, Sürme
- Vasıflanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nitelenmek
- Susak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Salak, Susamış
- Yararsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beyhude, Boş, Çöp, Eğreti, Faydasız, Gereksiz, Kısır, Nafile
- Koparmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Kapmak
- Yad El kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gurbet
- Darlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daralmak
- Mutabakat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muvafıklık, Uygunluk, Uyum, Yekdillik, Özdeşlik, Anlaşma, Uyuşma
- İsabetli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun, Yerinde
- Trap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hendek, Tuzak
- Laşe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Leş, Öleş
- Tecziye Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezalandırmak
- Maldar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Celep
- Durum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır
- Barbar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkel, Uygarlaşmamış, Kaba, Kırıcı, Acımasız
- Dönüştürmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevirmek
- Liyakat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeterlilik, Kifayet, Uygunluk, Yaraşırlık, Leğim, Yararlık, İfayet
- Servi Ağacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Servi
- Bukağılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilek
- Sabotaj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baltalama
- Alıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müşteri, Almaç, Kamera
- Yinelemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekrarlamak, Tekrar Etmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü