Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sebep kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İllet, Menşe, Münasebet, Neden, Saik, Vesile, Gerekçe
- Yâddaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hatır
- Yağma Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yağmalamak
- Sinmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Suspus Olmak, Nüfuz Etmek, Yılmak, Gizlenmek, Pusmak, Büzülmek, Saklanmak
- Ferahlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahatlamak
- Kafes kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hapishane
- Madun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alt
- Cızıldamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cızırdamak
- İstisna kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrıksılık, Ayra, Ayrama, Ayrı Tutma
- Zehle Döken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İllet
- Mahkeme Kapısı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahkeme
- Dünen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dün
- Tahakküm Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hükmetmek
- Kılıklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oyalamak
- Özgü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Has, İçin, Mahsus, Muhtas
- Küçümencik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçücük, Küçük
- Gerdanbent kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerdanlık
- Güç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağır, Bilek, Can, Çetin, Derman, Fer, Hâl, Hız, Kudret, Kuvvet, Mecal, Müşkül, Sarp, Takat, Zor, Efor
- Yer Yuvarı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dünya, Yerküre
- Muvaffak Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başarmak
- Oturuşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yatışmak
- Yıprak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski
- Yiyici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Obur, Mürtekip, Mürteşi
- Bekas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çulluk
- Periton kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kavram
- Kırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melez
- Mamul kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yapılmış, İşlenmiş, Ürün, Mahsul, Mamulat, Yapılı Eşya, Yiyecek
- Omuz Omuza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birlikte
- Kontak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlantı, İlgi, Temas, Dokunma, Dengesiz
- Periyodik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devrî, Süreli, Dönemsel, Süreli Yayın
- Haberdar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haberli, Muttali
- Feodalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derebeylik Sistemi
- Asi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Baş Kaldıran, İsyancı, Azıyan, Dik Başlı, İsyankar, Hayırsız
- Kibarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İncelik
- Cila kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parlatıcı, Gösteriş
- Nazar Boncuğu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göz Boncuğu, Tek
- Hareketlenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devinme
- Ambalaj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarıt, Bağlama
- Andıran kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benzeyen, Eş, Benzer, Yakın
- İstisna Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayırmak
- İzah Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklamak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü