Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sefaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyükelçilik, Elçilik
- Dizi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzüm, Kol, Saf, Seri, Sıra
- Tevabi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Maiyet
- Maşrık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğu
- Ana Kara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıta
- Ayaklanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıyam Etmek, Kalkışmak, Başkaldırmak, İsyan Etmek
- Sağgörü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basiret
- Sıvamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küfretmek, Okşamak, Sıvalamak, Sıvazlamak
- Kabak Kafalı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aptal, Budala, Dazlak
- Doğa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tabiat, Natür, Huy
- Ebediyen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlelebet, Sonsuza Dek, Sonsuzluğa Kadar, Hiçbir Zaman
- İktiza Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerekmek
- Birleştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulamak
- Çıkmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayrılmak, Görünmek, Artmak, Atlamak, Bitmek, Bulaşmak, Bulunmak, Büyümek, Eksilmek, Erişmek, Gelmek, Gitmek, Görmek, Kazanmak, Kopmak, Koyulmak, Olmak, Oluşmak, Peyda Olmak, Sızmak, Taşınmak, Unutmak, Varmak, Vurmak, Yok Olmak, Yükselmek, Yürümek
- Ulusalcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Milliyetçi
- Delik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezaevi, Göz
- Mesel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atasözü
- Silmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yok Etmek
- Derk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Algılamak, Anlamak, Kavramak
- Tapmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmak, Bulmak
- Üçkâğıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolap, Düzen, Hile
- Yüklenici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müteahhit, Üstenci
- Razı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun Bulan, Benimseyen, İsteyen, Onaşmış, Onaşık
- Müft kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedava, Beleş
- Başörtülü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eşarplı, Örtülü
- Revir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta Odası
- İliştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Asmak, Takmak
- Ruşen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parlak
- Yumuşamış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vıcık Vıcık
- Büyüyememek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küsmek
- Sancı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı
- Bilcümle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bütün, Hep, Kamu
- Etli Canlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güçlü
- Abır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giyim, Haya, Haysiyet, Hürmet, Kadir Kıymet, Kıyafet, Şeref, Üst Baş
- Vükela kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakanlar, Vekiller, (Alay) Kibar
- Mesabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değer, Derece, Rütbe
- Mahfaza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korunak, Mücre, Sandıkça, Kavza, Kap
- Palas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kolay, Rahat
- Tutucu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhafazakâr
- Dedikodu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Laf, Lakırtı
- Kırıklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ufalamak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü